KONFEDERASYON HABERLERİ
Değerlerin Metalaştığı Bir Çağda Kök Referanslarımıza Dönmeliyiz
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Değerlerin metalaştığı ve pazarlandığı bir çağda kendi kodlarımıza, kök referanslarımıza, temel yazılımımıza rücu etmeye mecburuz” dedi.
Genç Memur-Sen 6. Başkanlar Kurulu toplantısı Kızılcahamam’da yapıldı. Toplantıda konuşan Ali Yalçın, küresel güçlerin ve onların işbirlikçilerinin en çok bilinçli, imanlı bir gençlikten korktuğunu söyledi. Yalçın, “O nedenle bütün planlarını gençliği yozlaştırmak, inançlarını ve değerlerini bozmak, nesli ifsat etmek üzerine kuruyorlar. Sinemadan televizyona, yazılı görsel medyadan sosyal medyaya, şans oyunları başta olmak üzere, kumardan uyuşturucuya kadar bütün araçlarını seferber etmiş durumdadırlar” şeklinde konuştu.
Medeniyet davası, yükte ortaklaşmayı, işte uzmanlaşmayı, yöntemde uzlaşmayı gerektirir
Medeniyet davasının, yükte ortaklaşmayı, işte uzmanlaşmayı, yöntemde uzlaşmayı ve ‘önce ben, öncü de ben’ fısıltısını zihinlere üfleyen nefisten uzaklaşmayı gerektirdiğini kaydeden Yalçın, “Kaos sürecini aşmak, dünyaya yeni bir söz söylemek için böyle bir örgütlenmeye ihtiyacımız var. Hiç tanışmadığımız ama çok iyi tanıdığımız her renkten, her ülkeden yol arkadaşlarımız, dava dostlarımız var. Örgütlerimizin, ülkelerimizin isimleri farklı olsa da ilkelerimiz ve değerlerimiz aynı. Biz, sonunda felah ve hidayet olan bir yolculuğa, farklı yollardan aynı ufuk ve kararlılıkla gitme iradesine sahip gençlerin meziyetlerine ve maharetlerine güven duyan bir medeniyetin mensuplarıyız. Aziz olanın hor görüldüğü, geçici ve malayani olanın ise yüceltildiği bir dünyada mazeretlere sığınan değil, atiyi ihya edecek gençler sizlersiniz. Entelektüalizm saplantısına ve atıllığın sarkacına sıkışmadan, amaçsızlıklar girdabına kapılmadan, fıtratın sesini kısan parazitleri ortadan kaldıracak olan nesilsiniz” ifadelerini kullandı.
Yeni olanı, ondan kaçarak değil, sorgulayarak hayatımıza buyur etmeliyiz
Sosyo-kültürel olan hiçbir şeyin politik alan dışında olmadığını dile getiren Yalçın, her teknolojinin kendi ideolojisini de beraberinde getirdiğini söyleyerek, “Bu bilinçle, yeni olanı, ondan kaçarak değil, sorgulayarak hayatımıza buyur etmeliyiz. Unutmayalım ki, ekinin ve neslin müfsitleri, ıslah etme iddiası taşıyorlar. Ürettikleri her bir değersizliği değer ambalajıyla pazarlıyorlar. Daima akli ve kalbi bir teyakkuz halinde olmamız gerekir. Ruhunu kaybetmiş bir nesil, geleceğin tefessühü anlamına gelir” değerlendirmesinde bulundu.Yeni alanlar açmak, çok yönlü çalışmaları bereketlendirmek, heybeti büyütmek zorundayız
Genç Memur-Sen’in çalışmalarında çok yönlü bir bakışla, bulanık görmeye, körleşmeye ve miyoplaşmaya geçit vermediğini ifade eden Yalçın, şöyle konuştu: “Projelerinizin her biri bu geniş açılı bakmanın göstergesidir. ‘Bir Bilenle Bilge Nesil’ projesi, gençliğin kuşatıldığı karanlığa karşı bir deniz feneri gibidir. ‘Yedi Bölge Yedi Güzel Adam Kütüphanesi’ projesiyle birçok lisede gençleri edebiyatla, kültürle, değerlerimizle ve kitapla buluşturdunuz. ‘Geleceğini Uyuşturma-Her Tür Bağımlılıkla Mücadele’ projesi ile gençliğe kurulan tuzaklara karşı güvenli bir yol inşa ettiniz. Ümmet olma bilinciyle, insani hassasiyetlerle sadece kendi ülkemizdeki gençlerle dertlenmek, suni sınırların ötesinde bir dünya tasavvuru ile dünyaya iyiliği yaymanın anlamlı telaşına düştünüz. ‘İyiliğin Meşalesi Yetimin Kardeşiyiz, 81 İl Yetim Kardeş’ projesi ile Genç Memur-Sen/ADEM olarak en az bir yetim için vicdanları harekete geçirip, iyiliği örgütlediniz. ‘İnsanlığa Merhamet Et, Bir Damla da Sen Vakfet: Afrika’ya Su Kuyusu’ projesi başlatıp, 1 yıl içinde her bölgede bir su kuyusu, bir yılda 7 kuyu hedefiyle iyilik kervanını çöllere sürdünüz. ‘Eylem, bilge ellerde uyanışı tetikler’ diyerek ‘Kitap Meclisi’ programlarıyla kültür-sanata yönelik çalışmalar yaptınız ve kitapla hemhâl olan bir gençlik için kolları sıvadınız. Tiyatro, sinema, edebiyat söyleşileri ile emperyalizmin kültürel iktidarını yıkacak taşları döşediniz. Hayatı kavrayışınızdaki bütünlük sizi kolektif bir bilince, sağlam bir istikamete ulaştırdı, lakin bunlar yetmez. Bir yandan var olan çalışmaları daha da ilerletirken, diğer yandan yeni alanlar açmak, çok yönlü çalışmaları bereketlendirmek, heybeti büyütmek zorundayız.”
Eski neslin birikimiyle yeni neslin dinamizmini birleştirmeliyiz
Yeni dünyanın tılsımlı retoriklerinin hayatı kavrayışımızı böldüğünü, kompartımanlara ayırdığını vurgulayan Yalçın, “Bize Batı’dan sirayet etmiş bu yaklaşımla doku uyuşmazlığı içindeyiz. Eğitimden kültüre tüm alanlarda yaşanan krizin temel nedenlerinden biri budur. Sosyal hayatımızı inşa eden düşünce dizgesi, siyasi duruşumuzdan, örgütlenme biçimimizden azade ilerlemez. Eski neslin birikimi ile yeni neslin dinamizmini birleştirmezsek anı inşa da edemeyiz ihya da. Kitap okumadan meydan okuyamazsınız diyor Nuri Pakdil. Cüruf ile cevherin karıştığı bir çağda cevherin değerini anlayacak sarraflar olabilmek gerek. Bu da bilgelikle mümkündür. Bilgelik ise okumakla ve okuduğunu yaşamakla oluşur. Bilgelik, birikimin taşmasıdır. Taşma olması için birikim elzemdir. Cürufu cevherden ayırmak için yanmak, sabretmek, pişmek gerek. Bunun farkında olan Genç Memur-Sen’in en büyük özelliği faaliyetlerinde istikrara önem vermesi, projelerini yılmadan, sabırla ince ince dokumasıdır. Ancak bu yolla Kars’tan Muğla’ya, Edirne’den Diyarbakır’a ortak bir kimlik oluşabilmektedir. Mehmet Akif İnan’ın diktiği fidanlar, ektiği tohumlar böylelikle bir ormana dönüşmektedir” diye konuştu.
Ekrana kilitlenen bir gençlik hiçbir şeyin mücadelesini veremez
Yeni dijital çağın yeni neslinin bütün gerçekliği dijital bir veri olarak algıladığını dile getiren Yalçın, şunları söyledi: “Çevrim içi olmayı canlı olmakla eş değer sayan, ‘delete’ tuşu ile her şeyin silinebileceğine inanan, sanal olana bağımlılığı arttıkça hayattan kopan bir nesil ortaya çıkıyor. ‘Paylaşıyorum, o halde varım’ diyen bu patolojik hâl için artık internet bağımlılık merkezleri kurulmaya başlandı. Günde ortalama 5 saat ekran karşısında kilitlenen bir gençlik hiçbir şeyin mücadelesini veremez. Sanal kimliklerin de bir rabbi olduğunu, habir olanın, latif olanın, basir olanın sanal âleme de hâkim olduğunu bilen sizler bu çağın karanlığını yaracak hikmetin taşıyıcılarısınız.”
Sorunlarımızı ortak akılla çözmeyi öğrenmeliyiz
Konformizmin mücadelelerde seyreltici olarak kullanıldığına dikkat çeken Yalçın, şöyle devam etti: “Mensubu olduğunuz çizginin mimarları bedel ödemeyi göze alarak, konforlarından ödün vererek bunu yaptılar. Baş konularak yükseltilen bu binaya ‘bir taş da biz koyalım’ derdi, sermayemizdir. Büyük dertleri olmayanlar, gündeliğin içinde boğulmaya mahkûmdur. Türkiye’de böylesi bir gençlik örgütlenmesine mensup olmanın yükü de ağır olacaktır hâliyle. Farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak görmeli, sorunlarımızı ortak akıl ile çözmeyi öğrenmeliyiz. Unutmayalım ki, sorunlarla baş etmenin en iyi yolu çözümün bir parçası olmaktır.”
ADEM örgütlenmesini çok önemsiyoruz
Gençliğe yönelik çalışmaları ve ADEM örgütlenmesini çok önemsediklerini kaydeden Yalçın, ADEM’i, üniversite gençliği açısından bir öncü kuruluş, medeniyet değerlerinin taşıyıcısı, geleceğin inşacısı, hasılı bir ihya ve inşa hareketi olarak gördüğünü, etki sahası geniş olacak olan üniversite gençliğinin fikri olgunluğa ulaşmasında ADEM’in önemli bir araç olduğunu ve gün geçtikçe büyümesinin hedeflenmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye’nin en önemli kaynağının genç nüfusu olduğunu belirten Yalçın, “Ne büyük petrol rezervlerimiz var ne de zengin yer altı madenlerimiz. Üniversitelerdeki örgütlülüğünüz, ülkemiz ve hatta insanlık için umut olacaktır. ADEM örgütlenmesini uluslarötesi bir bilinçle yurt dışından gelmiş öğrencilerle temasların geliştirileceği imkân olarak görüyoruz. Bu öğrencilerle kaynaşmalı, teşkilatlarda yer bulabilmeli, ülkelerimizin isimleri farklı olsa da ilkelerimizin ve değerlerimizin aynı olduğunu anlatabilmeliyiz” şeklinde konuştu.
Yeni bir dünyanın doğum sancılarına tanık oluyoruz
Modern hayatın hızının bilgiyi içeriksizleştirdiği oranda insanlığı da niteliksizleştirdiğine işaret eden Ali Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı: “Köhne dünya düzeni yerine yeni bir dünyanın doğum sancılarına tanık oluyoruz. BM’de ABD’nin tehdit ve şantajlarına rağmen alınan Kudüs kararı, ‘Dünya beşten büyüktür’ iradesinin yankılanmasıdır. 2008 sonrası emlak krizi ile üç kuşakta zengin olunacağını vaat eden Amerikan rüyası çöktü. İktisat biliminin adaletsizliği öğrettiğini kendi iktisatçıları itiraf ediyor artık. Kriz yönetmek için kriz oluşturmanın dünyayı cehenneme çevirdiğini onlar da görüyorlar. Küresel finans elitleri tarafından yönetilen bir dünyada derinleşen eşitsizlikten muzdariptirler. Küreselleşen ekonomilerin krizleri artık yönetemeyeceğini gördüler.”
Beyhan: Sorunlarımızın çözümü, sorumluluklarımıza sahip çıktığımız oranda gerçekleşecektir
Genç Memur-Sen Başkanı Eyüp Beyhan ise, 5. yılı geride bıraktıklarını ifade ederek, “Genç Memur-Sen’in liderleri olarak, ağır bir yük taşıyan geminin kaptanları olarak ‘oku’ emrinin hakkını vermemiz; doğru yerde, doğru iş yapmamız lazım. Bizim amacımız, yeryüzünün imar ve inşasında aktif rol almak, iyilikleri çoğaltmak; her tür kötülükle mücadele etmek, fesat ve ifsatçılara karşı erdemli bir duruş sergilemektir. Genç Memur-Sen teşkilatlarının bu bağlamda tarihi sorumluluğu vardır” dedi.
İçinde yaşadıkları toplumun tüm sorunlarına duyarlı, ülkesinin ve insanlığın vicdanı olacak sivil bir hareket olmak gayretinde olduklarını kaydeden Beyhan, “Unutulmamalıdır ki, sorunlarımızın çözümü, sorumluluklarımıza sahip çıktığımız oranda gerçekleşecektir. Olaylara, düne, bugüne ve yarına daha üst bir yaklaşımla bakmalıyız” ifadelerini kullandı.
Beyhan, el ele vererek, aydınlık yarınlara hep birlikte yürümeye devam edeceklerini sözlerine ekledi.