KONFEDERASYON HABERLERİ
“Gençlik Ayağa Kalktığında, Gözü Yaşlı İnsanlar Umutla Buluşacak”
“ADEM Türkiye Buluşması”nda konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Azimleri hedefleri kadar büyük olan siz gençler yaşanabilir bir dünyanın mimarlarısınız. Dünya, ümmet olmanın hakkını veren gençlerin uhuvvet duruşuyla huzurla, refahla, barışla ve adaletle buluşacak. Gençlik ayağa kalktığında yaşlı dünyanın gözü yaşlı insanları, umutla buluşacak” dedi.
“Mesuliyet ve Merhamet” temasıyla düzenlenen ADEM 2’inci Türkiye Buluşması, yoğun katılımla Ankara Kızılcahamam’da gerçekleştirildi. Programa Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Genç Memur-Sen Genel Başkanı Eyüp Beyhan’ın yanı sıra, 81 ilden gelen Genç Memur-Sen ve ADEM topluluğu üyesi genç katıldı.Tehlikelerin Farkında Olmalıyız
"Yaşadığı çağın durumunu doğru tahlil edemeyenin kavi bir duruşu olamaz" diyen Ali Yalçın, "Küresel istikbar ve onların işbirlikçileri en çok bilinçli, imanlı bir gençlikten korkuyorlar. O nedenle bütün planlarını gençliği yozlaştırmak, inançlarını ve değerlerini bozmak, nesli ifsat etmek üzerine kuruyorlar. Sinemadan televizyona, yazılı görsel medyadan sosyal medyaya, şans oyunları başta olmak üzere kumardan uyuşturucuya kadar bütün araçlarını seferber etmiş durumdalar. Hedef imanlı gençlik. Hedef aklını kullanan bilge gençlik. Hedef haysiyetini üç kuruşa satmayacak onurlu gençlik. Bunun farkında olmak zorundayız. Daima akli ve kalbi bir teyakkuz halinde olmamız gerekir. Değerli genç öncü kardeşlerim, Nihilist, hedonist bir nesil yetişiyor. Gençler boşlukta anlamlandıramadıkları bir varlık sancısı çekiyor. Tabi ki gençlere kızacak değiliz. O bir sonuç. İnsan evrende varlığını anlamlı kılacak gerekçelere muhtaçtır. Ancak bu fıtri ihtiyaca karşılık Türedi bir insan tanımına göre çözümler üretiliyor. Hissetmek için ya acı çekecek ya da Sosyal Darwinizm’in vahşi ilkesi gereği 'Güçlü olan ayakta kalır. Zalim olan mazlumu yer' retoriği ile hareket edecek " diye konuştu.Medeniyyet Tasavvurumuz
Konuşmasında, "Medeniyet Tasavvurumuz"a ilişkin Yalçın, "Medeniyet tasavvurumuz” dediğimiz şey nedir? Hayy bin Yakzan ile Robinson'un ardındaki farktır. ikisi de Ada hikayesidir, bilirsiniz. Batının aklıyla kaleme alınan eser de Robinson, kölecidir ve Eşya-madde merkezli bir dünya görüşünü temsil eder. Bizim medeniyetimizde ise Hayy bin Yakzan kendisini emziren Ceylan’ın can verişi ile ruhu sorgular ve buradan yaratıcının varlığına ulaşır. Hayy, eşya merkezli değil anlam merkezli bir düşünceyi temsil eder. Sizler, 'Doğu da Batı da Allah’ındır' diyen bir inancın müntesiplerisiniz. Dünya ile ilişkimiz, Grek medeniyetinde olduğu gibi, doğayla savaşmak biçiminde değil, ona saygı duyarak, israf etmeyerek, onun mevcudiyetini sürdürmesine destek olarak, ekini bozmayarak kurduğumuz bir ilişkidir. Bizde Allah-insan, insan-insan ve insan-eşya ilişkisi son derece bütünlüklüdür ve bu tevhid inancımızın bir sonucudur. Batıdaki çevrecilik bizim bu bütünlüklü duruşumuzun eteklerine bile yetişememiştir hala. Değerlerin metalaştığı ve pazarlandığı bir çağda kendi kodlarımıza, kök referanslarımıza, temel yazılımımıza rücu etmeye mecburuz. Mevzularımız mevzilerimizi belirler... Mevzilerimiz, birer 'okçular tepesidir.' Son peygamberin ümmeti olmak ve emperyalist olmayan bir medeniyetin mirasçıları olmak bir övünme gerekçesi değil, çağı ve insanı değerlerimizle kuşatma sorumluğunu yüklenme gerekçesidir. Onlarla aramızdaki bağ, taşınması zor bir sorumluluk yüklüyor hepimize. Aziz olanın hor görüldüğü, geçici ve malayani olanın ise yüceltildiği bir dünyada, mazeretlere sığınan değil atiyi ihya edecek gençler sizlersiniz.. Entelektüalizm saplantısı ve atıllığın sarkacına sıkışmadan, amaçsızlıklar girdabına kapılmadan, fıtratın sesini kısan parazitleri ortadan kaldıracak olan nesilsiniz" ifadelerini kullandı.ADEM Örgütlenmesi
Malik bin Nebi'nin, üniversitelerde açılan küçük bir mescidin dışarıda açılan büyük bir camiden daha tesirli olduğunu söylediğini ifade eden Yalçın, ADEM örgütlenmesini çok önemsediklerini belirtti. Yalçın, "ADEM’i, üniversite gençliği açısından bir öncü kuruluş, medeniyet değerlerinin taşıyıcısı, geleceğin inşacısı, hasılı bir ihya ve inşa hareketi olarak görüyorum. Etki sahası geniş olacak olan üniversite gençliğinin, fikri olgunluğa ulaşmasında ADEM önemli bir araçtır ve gün geçtikçe büyümesi hedeflenmelidir. Ülkemizin en önemli kaynağı genç nüfusudur. Ne büyük petrol rezervlerimiz var ne de zengin yer altı madenlerimiz. Üniversitelerdeki örgütlülüğünüz, ülkemiz ve hatta insanlık için umut olacaktır. ADEM örgütlenmesini uluslar ötesi bir bilinçle yurt dışından gelen öğrenci kardeşlerimizle temasın geliştirileceği imkan olarak görüyor ve önemsiyoruz. Bu öğrenciler Genç Memur-Sen’le tanışmalı, teşkilatlarda yer bulabilmeli. Ülkemizde misafir ettiğimiz öğrencilerimize, ülkelerimizin isimleri farklı olsa da ilkelerimiz ve değerlerimiz aynı olduğunu anlatmalıyız. Onların her biri kendi ülkelerine değerlerimizin taşıyıcıları olmalılar. Biz, farklı yollardan aynı ufuk ve kararlılıkla gitme iradesine sahip gençlerin meziyetlerine ve maharetlerine güven duyan bir medeniyetin mirasını yansıtmakla mükellefiz" diye konuştu.
Sanal Alemin Reel, Bilge Genci Olmak
Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Kitap okumadan meydan okuyamazsınız' diyor Nuri Pakdil. Cüruf ile cevherin karıştığı bir çağda Cevherin değerini anlayacak Sarraf olabilmek gerek. Bu da bilgelikle mümkün. Bilgelik ise okumakla ve okuduğunu yaşamakla. Mehmet Akif İnan’ın diktiği fidanlar, ektiği tohumlar böylelikle bir ormana dönüşmektedir. Tahlil olmadan teklif olmaz. Malumatfuruşluğun, hızın, sığlığın arttığı bu dünyada sizler esaslı deruniliğe talipsiniz. Yeni dijital çağın yeni nesli bütün gerçekliği dijital bir veri olarak algılıyor. Çevrimiçi olmayı canlı olmakla eşdeğer sayan, 'delete' tuşu ile her şeyin silinebileceğine inanan, sanal olana bağımlılaştıkça hayattan kopan bir nesil ortaya çıkıyor. 'Paylaşıyorum o halde varım' diyen bu patolojik hal için artık hastanelerde internet bağımlılık merkezleri kurulmaya başlandı. Woddy Allan, 'Hızlı okuma kursuna gidip 'Savaş ve Barış’ kitabını 20 dakikada okumayı başardım ve anladım ki kitap Rusya’yla ilgiliymiş.' diyor. Modern hayatın hızı bilgiyi içeriksizleştirdiği oranda insanlığı da niteliksizleştiriyor."Konformizmden Uzak, Bir ve Diri Olacağız
Biraraya gelmenin önemli bir başlangıç olacağını belirten Yalçın, teşkilatların canlı organizmalara benzediğini kaydetti. Yalçın, "Yönetimden komisyonlara her bir birim arasındaki insicam bedenin sıhhatini gösterir. Afrika’daki açlığı, Arakan’daki vahşiliği, Filistin’deki katil İsrail işgalini ümmeti olduğu Peygamberin kutlu çağrısına ram olmuş genç idrakler sona erdirecek. Biz, Memur-Sen olarak böyle bir gençlik hayalini gerçeğe dönüştürmek için Genç Memur-Sen’i kurduk. Türkiye’de böylesi bir gençlik örgütlenmesine mensup olmanın yükü de ağır olacaktır haliyle. Bir değeri temsil etme makamındaysanız yaptığınız hataların tesirleri büyük olur. Konformizm mücadelelerde seyreltici olarak kullanılıyor. Mensubu olduğunuz çizginin mimarları bedel ödemeyi göze alarak konforlarından ödün vererek bunu yaptılar. Baş konularak yükseltilen bu binaya, bir taş da biz koyalım derdi, sermayemizdir, ki büyük dertleri olmayanlar, gündeliğin içinde boğulmaya mahkumdur" diye konuştu.
Yalçın, "Unutmayın ki sorunlarla baş etmenin en iyi yolu çözümün bir parçası olmaktır. Yeni dijital çağda örgütlenme mekanları da yeniden tanımlanıyor. Sosyal medya bu bağlamda önemli bir mecra. Reel'de karşılığı olmayan gruplar zayıflıklarını örtmek için bu mecralarda güç gösterileri yapıyorlar. Türkiye’nin en büyük sendikasına bağlı ve yine Türkiye’nin en büyük gençlik örgütlenmesi olan Genç Memur-Sen bu alanda da büyüklüğüne yakışır bir şekilde temsil edilmelidir. Sosyal medyayı domine etmediğinizde, algıların olguları belirlediği bu çağda gerçekler ters yüz edilmeye devam edecek, hakikatin sesi kitlelere ulaşamayacaktır" ifadelerini kullandı.Hayatına Değdiğiniz Her Genç Bir Kazanımdır
Liderlik ve örgütlenmenin önemine dikkat çeken Yalçın, gençlerle birarada olmaktan memnuniyet duyduğunu belirterek sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Liderseniz kusurunuz büyük başarınız küçük görünür çoğu zaman. Tahammül eşiğiniz yüksek olmalı. Lider herkesin derdini anlattığı ama çoğu zaman kendi derdi sorulmayandır. Gönüllü örgütlenmelerde birleştirici harcı doğru karmak gerekir. Bu çalışmalarda hedefe odaklanarak çalışma yürütmenin yanında seferin kıymetini ıskalamayın. Hayatına değdiğiniz her genç bir kazanımdır. Gelecekte yanınızda olsa da karşınızda yer alsalar da bu böyledir. Mensubu olduğunuz Genç Memur-Sen, çağın gerçeklerini gören, defolarını tespit eden, fıtratlara seslenen, bir mücadele alanıdır. Azimleri hedefleri kadar büyük olan siz gençler yaşanabilir bir dünyanın mimarlarısınız. Dünya, ümmet olmanın hakkını veren gençlerin uhuvvet duruşuyla huzurla, refahla, barışla ve adaletle buluşacak. Gençlik ayağa kalktığında yaşlı dünyanın gözü yaşlı insanları, umutla buluşacak. Ümmetin gençliğinin her buluşması, ümmetin ittihad temelli birleşmesinde ufkumuzu açacak. Ben bu iradeyi, bu uzun ve meşakkatli yolculuk azmini sizde görüyorum" diye konuştu.
Programda konuşan Eyüp Beyhan, gençlere, gündeme ilişkin ve tarihsel süreçten örneklerle uyarılarda bulundu. Beyhan, yaptığı konuşmada, "Artık her şeyin farkında olan, vizyoner bir gençlik var" vurgusu yaptı.
Şubat ayını şehadet ayı olarak gördüklerini kaydeden Genç Memur-Sen Genel Başkanı Eyüp Beyhan, "Yine şubat ayındayız, şubat ayı şehadet ayı olarak anılıyor. Medeniyet davamızın bir çok öncüleri bu ayda şehadete ulaşmıştır. Emperyalizmi ruhunuzdan atın o sizin topraklarınızı terk edecek diyerek emperyalizmle mücadele eden büyük dava adamı Hasan el Bennayı, hakikat uğruna baş veren İskilipli Atif hocayı, bizim öğretmenlerimiz düşmanlarımız değil bizim öğretmenlerimiz peygamberlerdir diyen adalet ve merhamet timsali Ömer Muhtarı, ben gerçeğin peşindeyim, kimin söylediği önemli değil ben adaletin peşindeyim kimin ve kime karşı olduğu önemli değil diyen Malcolm X’i şehadet bir çağrıdır nesillere ve çağlara diyen Metin Yüksel’i ve medeniyet davamıza öncülük eden bütün liderlerimizi alimlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum" diye konuştu.
Merhamet Medeniyetin Çocuklarıyız
İnsanla ilgili tanımların, batı ve İslam medeniyetlerince farklı bir şekilde yapıldığını belirten Eyüp Beyhan, "Batı, İnsan bu meçhul' der. İslam ise bunun tam tersini ifade eder. 'İnsan bu mesul' İslam mesuliyetimize dikkat çeker. Mesuliyetimiz nerede başlıyor nerede bitiyor bunu bilmek zorundayız. Batılılar 'insan insanın kurdudur' olarak tanımlar. İslam ise 'İnsan insana merhamet edendir' diye tanımlar. İnsana karşı merhamet, canlıya karşı, eşyaya karşı ve everene karşı merhamete dikkat çeker. Onun için biz merhamet medeniyetin çocuklarıyız. Üniversitelerimizde fakültelerimizde, yurtlarımızda, öğrenci evlerimizde, mahallemizde, apartmanlarımızda sorumluluklar üstlenen bireyleriz" dedi.Beyhan'dan Adalet Vurgusu
Ortak değerler etrafında kenetlenmeyen, birleşmeyen yapıların varlıklarını sürdüremeyeceklerini söyleyen Beyhan, ADEM teşkilatları olarak, temel düsturun "İki günü eşit olan ziyandadır” anlayışına dayandığını belirtti.
Haksızlık ve adaletsizliğin arttığına dikkati çeken Beyhan, "Fakirlerin daha çok fakir, zenginlerin daha çok zenginleştiğini görüyoruz. Kurulan bu dünya sistemini yönetenler ve sahipleri İslam coğrafyası ve Müslümanları kendilerine kul ve köle olarak görüyorlar. Son yüzyılda İslam coğrafyasına baktığımızda bunu açık şekilde görüyoruz. İslam coğrafyasında hep kan akıyor. Savaşlar hep İslam coğrafyasında çıkıyor. Zindanda hep Müslümanlar var. Fakirleşen hep Müslümanlar oluyor. Öldürülenler hep Müslümanlar oluyor. İslam coğrafyasını ve Müslümanları hedef alan ve sömüren sistemin kurucuları Siyonizm ve emperyalizmdir. İslam coğrafyasına yönelik yapmış oldukları operasyonların son yıllarda aynısını Türkiye'de yapmak istiyorlar" ifadelerini kullandı.
Siyonizm ve Emperyalizme Karşı Durmamız Gereken Yerde Duruyoruz
ADEM öğrenci topluluğu olarak üniversitede gençleri, Siyonizme ve Emperyalizme karşı bilinçlendirdiklerini kaydeden Beyhan sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Ülkemize yönelik kalkıştıkları her hamleye karşı güçlü bir direniş gösteren gençliğimiz var. Son on yıldır ülkemizde çeşitli operasyonlar yapmak istiyorlar ama hiçbirinde başarılı olamadılar. Uluslararası arenada ülkemize karşı operasyon yapmaya kalkıyorlar orada da başarılı olamayacaklar. Çünkü Türkiye'de dünyayı okuyan, gelişen hadiseleri aniden takip eden ufku geniş vizyoner bir gençlik var. Üniversite gençliğimiz birilerinin maşası değildir. O dönemler bitti. Bu bağlamda siyasal tarihimizi milli tarihimizi ve medeniyet tarihimizi bilen bir gençlik var. Tarihin tekerrür etmemesi için geçmişten ders çıkartan bir gençlik var. ADEM öğrenci toplulukları olarak bizler nasıl bir dünyada yaşadığımızı, mevcut dünya düzeninin nasıl ortaya çıktığını ve işlediğini biliyor, Siyonizm ve Emperyalizme karşı durmamız gereken yerde duruyoruz."Tarihte İz Bırakanlar
"Yol açmak içinde yürekleri birleştiren gençler olmalıyız. Bunu yaparken hikmetin, erdemin, faziletin arayışı içinde olmalıyız" diyen Beyhan, "Üniversitelerde yapacağımız her çalışmanın ekseninde rızay-ı ilahi olmalıdır. Çalışmalarımızın gönülde yer etmesi için işlerimizi gönülden yapmalıyız. Medeniyet tarihimiz bu bağlamda bize örneklik teşkil ediyor. Toplumsal değişim ve dönüşümlerin liderlerini incelediğimizde takdir edilenler ve lanet edilenler vardır. İslam medeniyetindeki bütün liderler bugün bütün insanlık tarafından rahmetle yaad ediliyor. Bizler de üniversitelerimizde medeniyet davamıza katkı sağlamak için yola çıkmış bir hareketin liderleriyiz. Öyle izler bırakmalıyız ki gelecek bizi hep takdirle ansın. Biz üniversitelerimizde çalışmalar yaptığımızda birtakım sıkıntılarla karşı karşıya kalabiliriz. Bize zorluk yaşatanlar olabilir. Sizi etiketlemek isteyenler olabilir. Size bir kimlik arayışı içinde olanlar olabilir. 'Sizde kimsiniz?' diyenler olabilir. Son dönemde Müslüman gençler arasına nifak sokarak kutuplaştırmak isteyen güruhların olduğunu duyuyoruz. ADEM teşkilatı olarak tavrımız, tarzımız ve duruşumuz nettir. ADEM teşkilatları insanlık için iyilik meşalesidir. ADEM teşkilatlarının mensupları ümmet şuuruyla hareket eder. İnsanlığın bütün gençliği ile biraraya gelir dertleşir. Yeni ve adil bir dünya çabası arayışı içinde olur. Kendini tanımlarken Müslümanlar olarak tanımlar. Biz hanif milettindeniz yani İbrahim milletindeyiz. Kur'an bizi nasıl tanımlıyorsa bizde kendimizi o şekilde tanımlıyoruz. Ne sağdır ne soldur sıratı müstakimdir bizim yolumuz diyoruz. Bizler bir kabilenin bir bölgenin bir sermayenin dini olmadığımız gibi falanca yöneticinin falanca zenginin falanca hocanın Müslümanları da değiliz yalnız ve yalnız Allah'ın kullarıyız. Fikri hür vicdanı hür bireyleriz. Bu temel anlayışla temel medeniyetimizin temel ekseninde hizmetlerimizi yapıyoruz" diye konuştu.
İyilikleri Çoğaltmalıyız
Yozlaşan ahlaki değerlere karşı seyirci kalamayacaklarını vurgulayan Beyhan, "Öncelikle kendimizi en iyi şekilde yetiştirmeliyiz. Sosyolojiden felsefeye, edebiyattan matematiğe, fen bilimlerinden teknolojiye hangi alanda ihtisas yapıyorsak alanımızın en iyisi olmak zorundayız. Çünkü kötülüğe karşı iyinin galip gelmesi gerekir. Eğer iyilileri ve iyilikleri çoğaltmazsak hep birlikte kötülere ve kötülüğe mahkum kalırız. Bu bağlamda, ADEM öğrenci toplulukları kötülere ve kötülüğün panzehiri olmalıdır" ifadelerini kullandı.
Geçmişe takılıp geçmişle övünmekle yetinmeyeceklerinin altını çizen Beyhan, "Sanayi hamlelerini yakalamamız ve gerekli atılımları yapmamız gerekiyor. Mimar Sinan’ı, İbn-i Sina’yı, Farabi'yi İbn-i Haldun'u, Fatih Sultan Mehmed’i çağa taşımalıyız. Teknolojiye hakim mucitler olmalıyız. Bu bağlamda, sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz" diyerek sözlerini tamamladı.