KONFEDERASYON HABERLERİ
GÜÇLÜ SİVİL TOPLUM, DEMOKRASİNİN VE EKONOMİNİN TEMİNATIDIR
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, güçlü sivil toplumun demokrasi ve gelişmiş ekonominin teminatı olduğunu söyledi.
Ahmet Gündoğdu, `Konya Sivil Toplum Kuruluşları`nın 7. Ufuk Turu`na konuşmacı olarak katıldı.
Çalışma hayatında sosyal tarafların rolü ve sendikacılık konusunda konuşma yapan Ahmet Gündoğdu, demokrasi ve ekonomi dengesinin kurulması geretiğini kaydetti. Demokrasiyi savunanların ekonomiye değer vermediğini üzüntüyle gözlemlediklerini dile getiren Gündoğdu, ``Ekonomiden uzaklaşmış demokrasinin tek ayaklı olduğunu görüyoruz. Sivil toplum kavramı bizde oldukça yeni. Var olanların da ne kadar yeni olduğu da tartışılır.İnsanın aklına şu soru geliyor; Sivil toplum örgütleri varsa, darbeler niye oldu? Örgütlü toplum açısından Batı ile kıyaslandığında, oldukça geride olduğumuzu görüyoruz. Avrupada her vatandaş, birden fazla örgüte üye iken, bizdeki örgütlü birey sayısı 7 milyonu geçmiyor`` şeklinde konuştu.
Bu sayının büyük bir kısmını hemşehri derneklerinin oluşturduğuna dikkat çeken Ahmet Gündoğdu, sivil toplum bilincinin hemşehri derneklerinin üstüne çıkarılarak, bu bilincin artırılması ve gerçek sivil toplum anlayışına doğru yönlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Sivil toplumdaki gönüllülük esasının, bizde `yapsan da olur, yapmasan da` anlayışına dayandığını da ifade eden Gündoğdu, bu yanlış anlamanın da giderilerek sivil toplum kuruluşlarında görev almanın, zorunluluk olarak algılanması gerektiğinin önemine dikkat çekti.
Sivil itaatsizliğin, bu anlamda büyük önem kazandığını da söyleyen Ahmet Gündoğdu, ``Çalışma hayatında, bu anlamda sendikacılığı görüyoruz. Biz şimdiye kadar ricacı konumunda iken, gerçekleştirilen değişikliğin hayata kazandırılması halinde, toplu sözleşme yapabileceğiz. Bundan önceki süreçte, devlet sendikacılığı dar bir alana hapsetmiştir. Ancak, Memur-Sen, kanun koyucunun getirdiği bu alan daraltmasını kabul etmemiş ve haklı mücadelesinde toplu sözleşme hakkının verilmesi başarısını elde etmiştir`` dedi.
Kamu çalışanlarının maaşına artış yapılması için mücadele ederken, ETÖ sanıklarına ev sahipliği yapmanın sendikacılık değil, timsah gözyaşı dökme anlamına geldiğini söyleyen Gündoğdu, daha sonra şunları kaydetti: ``Anayasasında laik, demokratik, sosyal ve hukuk devleti yazan bir devlette, bu kelimelerin tanımlamaları tam olarak yapılmadığı için, toplumun farklı kesimlerini birbirine tokatlatma aracı haline getirilmiştir. 411 milletvekilinin iradesi, 7 yargıçın meclis ve millet iradesini yok saymasıyla bir anlamı kalmamış, yargı yasamanın da alanlarını belirlemiş, kapsama alanını tespit etmiştir.``
Günümüzdeki sivil toplumun, ne yapıldığına bakmaksızın, `kahrolsun` veya `yaşasın` tarafına geçebildiğini de kaydeden Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğünü istediklerini, devletin milleti değil, milletin devletini önemsediklerini ifade etti.
Referandum takvimi işleyen Anayasa değişkliği paketi hakkında da kısa bir değerlendirme yapan Ahmet Gündoğdu, ``Bu paketteki iki maddeyi ülkemiz ve sendikal mücadelemiz adına önemsiyoruz. Biri, darbecilere yargı yolunu açan, geçici 15. maddenin kaldırılması. Diğeri de kamu çalışanlarına toplu sözleşme hakkı verilecek olması. Hangi madde gereksizdi derseniz, öyle bir madde bulamazsınız, ancak daha iyi olabilirdi. Bunu bir başlangıç olarak kabul ediyoruz`` şeklinde konuştu.
.
Görüntülenme 8891