KONFEDERASYON HABERLERİ
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUN TASARISI İNCELEME RAPORU TARTIŞILDI
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUN TASARISI İNCELEME RAPORU TARTIŞILDI Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik Başkanlığında biraya gelen sosyal taraflar toplantıda Tasarı ile ilgili görüşlerini dile getirdiler. Toplantı öncesi basın mensuplarına bilgi veren Bakan Çelik, sosyal tarafların Tasarı ile ilgili görüş ve önerilerini Tasarıya yansıtacaklarını belirterek, Tasarı`nın yasalaşması durumunda bağımsız bir İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası`nın oluşacağını belirtti.
Toplantıya katılan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ise, istihdam türü yönüyle ayırım yapılmaksızın ülkemiz çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliği konusunda yeterli düzeyde bir koruma kalkanının olmadığını söyledi. İş sağlığı ve güvenliği konusunda mevcut mevzuatımızda özellikle İş kanununda yer alan hükümlerin de ihtiyacı ve beklentileri karşılamaktan uzak olduğunu belirten Gündoğdu, `` İş sağlığı ve güvenliği alanının, çalışanların ve çalışan temsilcileri olarak biz sendikaların görüşü ve önerileri alınmaksızın düzenlenmesi büyük hata oluşturacağı gibi bu alanın ister kamu ister özel sektör olsun işverenlerin takdirine bırakılması da mümkün değildir. Bu itibarla, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Tasarısı Taslağı`nın Meclise sevkinden önce görüşlerimize başvurulmasını önemsiyoruz ve bu anlamda sayın Bakanın takdiriyle yürütülmekte olan bu çalışmayı takdirle karşılıyoruz.``şeklinde konuştu.
``İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Tasarısı taslağına İlişkin Memur-Sen Konfederasyonu İnceleme Raporu``nu komisyona sunan Başkan Gündoğdu, ``Konfederasyonumuzun uzmanları ve yetkili kurullarınca değerlendirilen kanun tasarısı taslağına ilişkin görüş ve önerilerimiz ile diğer paydaşların görüşlerinin, şekil şartının tamamlanması anlamında değil süreç içerisinde gerçek anlamda değerlendirileceği anlayışıyla istendiğine inanıyoruz.``dedi.
Gündoğdu Konfedeasyonun konuyla ilgili görüşlerini şöyle açıkladı: ``Bu çerçevede, toplantımızın konusunu teşkil eden kanun tasarısı taslağı, gerek Avrupa birliği sürecine yönelik Ulusal Program taslağında yer verilmesi gerekse 2009 yılına yönelik toplu görüşme süreci sonunda imzalanan mutabakat metni gereğince Konfederasyonumuzun ve bağlı sendikalarca layıkı veçhile incelenerek değerlendirilmiştir. Yaptığımız inceleme kapsamında taslağın;
- İyiniyetli bir çalışmanın ürünü olmakla birlikte genel itibariyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı`nın kurumsal bilgi birikimin de etkisiyle işçiler ve işçi çalıştıran işyerleri esas alınarak kaleme alındığı,
- Kamu işverenine ve kamu çalışanlarına yönelik terminolojik kavramlara yeterince yer verilmemesine bağlı olarak kamu çalışanları ve kamu görevlileri sendikaları açısından aidiyet duygusu oluşturmaktan yoksunluk içerdiği,
- Taslağın uygulamaya dönük hükümlerinde genel itibariyle amir nitelikte düzenleyici hükümler yerine talimatlandırma niteliği taşıyan ve Devletin ve kurumların fazlaca bir sorumluluk üstlenmediği bir yapıyı ortaya çıkaran hükümlere ağırlık verildiği,
- Uygulama ve işlem akış şeması açısından okunduğunda zihinlerde net bir resim oluşturma yönüyle eksik olduğu,
- Sivil toplum kuruluşlarını görev, yetki ve sorumluluk üstlenme konusunda, öneri çalışması yapmaktan öte bir etkinlik verilmeyen Ulusal İş sağlığı ve Güvenliği Konseyinin üyesi olmak dışında alanın dışında bıraktığı,
- Niteliği ve duyulan ihtiyaca bağlı olarak kesin ve öngörülebilir hükümlerle kalıcı çözümler üretmesi beklenirken iş sağlığı ve güvenliği konusunun temel nitelikteki detaylarını yönetmelik türü düzenlemelere bırakan ve bu yönüyle olması gerekenden fazla yönetmelik düzenlemesini gerektirdiği,
- Başta konfederasyon ve sendikalar olmak üzere konuyla ilgili sivil toplum kuruluşlarının hassasiyetlerini ve konuyla ilgilerini uygulama sürecine yansıtmaktan uzak olduğu,
- Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusundaki taleplerini dile getirmede, işverene mahkum bir yapıyı barındırdığı,
- İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin uzmanlık gerektiren konularda yükseköğretim kuruluşları etkin ve sürekli nitelikte bir işbirliğini öngörecek unsurlar içermediği,
- İş sağlığı ve güvenliği konusunda alınacak tedbirleri ve yürütülecek çalışmaları işyeri-işveren ve çalışan üçgeni arasında değerlendirerek Devletin ve Devletin konuyla ilgili birimlerinin sorumluluk odaklı olarak süreç içerisinde görev almalarını sağlayamadığı,
Kanaatine varılmıştır. Sonuç itibariyle, sürekli gelişen ve çeşitlenen iş ve işyeri kavramları karşısında iş sağlığı ve güvenliği konusunun bu gelişim ve değişime uygun organizasyon yapısını mümkün kılan ve bu organizasyon içerisinde ihtiyaç analizlerini gerçekleştirerek sosyal tarafların da katılımıyla ihtiyaçları karşılayacak düzenleme ve uygulamaları hayata geçiren esnek bir yapıyı gerektirdiği itiraz edilemez bir gerçeklik olmakla birlikte yapılması gerekenleri, daha somut ve kişi ve kurumlar açısından öngörülebilir, hesapverilebilir ve sürekliliği sağlanabilir şekilde ifade eden bir metnin ortaya çıkarılması gerektiğine inanıyoruz.
Bu kapsamda, iş, işyeri ve çalışanlar özne alınarak; işyerlerinin sağlık ve güvenlik açısından sahip olması gereken nitelikler, bu niteliklerin denetimine ilişkin süreçler, sağlanması yönündeki rehberlik faaliyetleri, bireylerin fiziksel ve biyolojik olarak ihtiyaç duydukları unsurlar, çalışanlar ve işverenler arasındaki iş sağlığı ve güvenliği konusundaki etkileşim sürecinin eşitler arası ilişki şeklinde gerçekleşmesinin sağlanması çerçevesinde nihai şekli verileceğine inandığımız İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Tasarısı`nın, maddelerine ilişkin değerlendirme ve önerilerimizi sırası geldikçe sizlerle aktaracağız. Ancak, burada genel nitelikli bir temenni olarak Kanun tasarısının yasalaşma sürecinden önce bütün tarafları asgari düzeyde memnun edecek bir şekle dönüştürüleceği umudunu yineliyorum.``
İş Sağlığı Raporu için tıklayınız
.