KONFEDERASYON HABERLERİ
MİLLETİ ÖNCELEYEN TOPYEKÜN BİR ANAYASA
MERSİN-Hatay ve Osmaniye illerinde sürdürdüğü teşkilat çalışmaları ve konferansların ardından Mersin İl Divan Toplantısı ile Memur-Sen İl Temsilciliği tarafından düzenlenen ``Kuşatılmış Demokrasi ve Sivil Toplum`` konulu konferansa katılmak üzere Mersin`e geçen Gündoğdu, `Memur-Sen İl Divan Toplantısı`nın ardından İl Kültür Merkezi Konferans Salonu`nda katılımcılara hitap etti. * Eğitim Bir-Sen Genel Mevzuat ve Toplu Görüşme Sekreteri Ramazan Çakırcı`nın da katıldığı Genel Başkan Gündoğdu`nun başkanlığında yapılan Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen İl Divan Toplantılarının ardından Memur-Sen il Temsilciliği tarafından düzenlenen ``Kuşatılmış Demokrasi ve Sivil Toplum`` konulu konferans`ta konuşan Gündoğdu, Türkiye`nin en önemli ve en sıcak gündeminin yeni anayasa paketi olduğunu vurgulayarak, Memur-Sen olarak öteden beri Türkiye`nin kangren olmuş problemlerini çözebilmesi için topyekûn bir anayasa değişikliğine acilen ihtiyaç duyduğunu savunduklarını kaydetti. Memur-Sen İl Temsilcisi ve Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Arif Özbek`in açılış konuşmasının ardından kürsüye gelen Gündoğdu, tüm platformlarda altını çizerek dile getirdiği gibi ülkenin en büyük sorununun darbe anayasası olduğunu kaydetti.
* Ahmet Gündoğdu, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve HSYK gibi yüksek yargı organlarının verdikleri kararlarla TBMM`yi devre dışı bıraktığını, yürütme yetkisine müdahale ettiğini dile getirerek, "Ülke bir ekonomik krizden geçiyor, bir de demokratikleşme sancıları çekiyor. Ülkenin en önemli sorunu darbe anayasasının oluşturduğu krizdir. Bu anayasada var olan geçici 15. madde başta olmak üzere geçici maddelerle halen darbecileri koruyan, millet iradesinin saygınlığını güvence altına almayan, bu mevzuat krizidir. Hürriyetin özgün kılınacağı adımlar önemli ama bu anayasa varlığını sürdürdüğü sürece bu açılımların bir noktaya takılıp kalacağı endişesini taşıyoruz" dedi.
Bu ülkenin sorunlarının çözüm yerinin meclis, çözüm tarafının millet olduğunu söyleyen Gündoğdu, "Terörü ve terörden beslenmeyi iş edinenler, ülkemiz için büyük sorun. Bunu iş edinenler siyasetçi, sendikacı, terörist olmuş fark etmez. Bu ülkenin sorunlarının çözüm yeri meclis, çözüm tarafı millettir. Bataklığı kurutmak için ülkenin kirlerinden arınması lazım. JİTEM, faili meçhul cinayetler, sır odaları, kozmik odalar, ıslak imzalar gibi ne olduğu belirsiz kirliliklerden kurtulup şeffaf ülkeyi tesis etmemiz gerekir. Bu ülkenin enerjisi boşa harcanmamalı" diye konuştu.
Gündoğdu, milletin ordusunun, milletin değerleriyle kavga eden, anayasa ve yasaları ihlal ederek yanlış yapanları içinde barındırmaması gerektiğini kaydetti. Komutanların hukukun üstünlüğü için biraraya gelmeleri gerektiğini belirten Gündoğdu, "Yargıya havale edilmiş iddialar var. Bunun sonucunu beklemeleri lazım. Bunun dışında geçmişte olduğu gibi kendilerini yasama ve yürütmenin önüne koyarak, Başbakan`a bağlı olduklarını unutacak bir işlem yapmaları doğru olmaz" dedi.
Kuşatılmış demokrasiler karşısında sivil toplumun dik ve onurlu bir duruş sergileyerek, kuşatmacılara izin vermemesi gerektiğini belirten Gündoğdu, "Demokrasilerde esas olan tam demokrat ve sivil anayasadır. Kuvvetler ayrılığı demokratik sistemlerin vazgeçilmez ilkelerinden birisidir. 411 milletvekili özgürlüğe evet diyor, el kaldırıyor. Yargının 7 eli, millet adına evet diyen 411 eli yok sayıyor. Ayrıca, yasamanın alanına müdahale ediyor. AK Parti`nin kapatılması davası sürecinde, bir çocuğun okuduğu ilahi bile kapatma davasına ek delil olarak sunulurken, `İmralı`yı muhatap alın, dağa çıkarız` diyenlere ek kararname düzenlenmiyor" diye konuştu.
Demokratikleşme sürecinin başarılı olması için ilk yapılması gerekenin de sivil, demokratik bir anayasa olduğunu vurgulayan Gündoğdu, "Anayasaya bakıyorsunuz, Cumhurbaşkanı başkomutan. Devleti denetleme yetkisi var. Ancak, TSK denetleme dışında. YAŞ ve HSYK kararları yargı denetimi dışında. Bir erin, bir yüzbaşının sahip olduğu bilgilere sahip olamıyor" dedi.
Türkiye`nin uzun zamandır ilk kez çözüme bu kadar yaklaştığı ve demokratik açılım olarak adlandırılan sürecin başarılı olması için beklenmesi gerektiğini ifade eden Gündoğdu, "Gözlüğünün camına Kürt veya Türkçülük yapıştıranlar sorunu göremezler. Bir cahiliye adeti olan ırkta kalite arama anlayışı terk edilmeli ve içimizdeki Çanakkale ruhuna sahip çıkılmalıdır. Diğer türlü yaklaşımlar sorunun çözümüne uzak tavır ve davranışlardır. Terörden ve terörün ortaya çıkardığı acıdan rant elde etme çalışmalarıdır" diye konuştu.
Memur-Sen`in demokratik açılım konusunda kırmızı çizgilerinin belli olduğunu da belirten Gündoğdu şunları söyledi: "Biz istiyoruz ki, terörden ve terörün sebep olduğu acılardan beslenenlerin ekmekleri ellerinden alınsın. Şehit cenazesinde, sloganla kendisine fayda sağlamaya çalışanlar artık bu ortamı bulamamalıdırlar. Batıdaki annenin çocukları asker veya çalışmak için doğuya gittiği zaman yüreği korkuyla atmamalı, başına bir şey gelir mi endişesi taşımamalıdır. Doğu`daki annenin ise oğlunun kandırılarak dağa çıkarılması endişesi, genlerimize iyi bir eğitim verilerek ortadan kaldırılmalıdır. Temel insan hakkı ve evrensel hukuk çerçevesinde insanların yoksun oldukları hak ve özgürlükler verilmelidir" dedi.
Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması düzenlemesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini hatırlatan Gündoğdu, "Bu düzenlemeyi demokratikleşme ve sivilleşme adına son derece önemli görüyoruz. Düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi, demokratikleşme konusunda frene basanları bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Askeri mahkemelerin barış zamanında sivilleri yargılayamaması kadar önemli bulduğumuz bu düzenlemenin iptali, beklentilerin aksine demokratikleşme ve sivilleşme konusunda gelecek dönemde karşılaşacağımız engelleri bertaraf edecek motivasyonu üretmelidir" diye konuştu.
Yeniden gündeme gelen `Anayasa değişikliği` paketine de değinen Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, yeralan, `memurlara toplu sözleşme ve grev hakkı` maddesinin paketten çıkarılmış olsa da pakette tekrar yer alması yönünde ısrarla mücadelelerini sürdüreceklerini belirterek, bu maddenin tekrar ilave edilmesinin kaçınılmaz olduğunu sözlerine ekledi.
Genel Başkan Gündoğdu, Mevcut anayasanın gerek metin, gerek dil, gerekse geçici maddeleriyle millet iradesine saygılı olmaktan uzak olduğunu anlatarak, "Mevcut anayasa millet iradesine saygılı olmaktan çıkarak, bürokratik oligarşiye keyfi yetkiler veren yapısı olarak Türkiye`yi taşıyamıyor. Üstelik 72 milyon Türkiye`yi kucaklayamadığını hep birlikte görüyoruz" diye konuştu.
* YENİ ANAYASAYA DESTEK VERECEĞİZ
Anayasa değişikliği paketinin referanduma gideceğinin göz önüne alınması gerektiğine dikkat çeken Gündoğdu, kamu görevlilerinin, doğrudan kendilerine yönelik bir hakkı tesis ve temin etmeyen değişikliğe, tereddüt göstermeden `evet` diyeceklerini söyledi.
Memur-Sen olarak, mevcut anayasanın mini paketlerle ıslah edilmesini gereksiz bir enerji ve zaman kaybı olarak gördüklerini belirten Gündoğdu, "Darbe ürünü anayasanın varlığına bir bütün olarak son verilmeli. Demokratik, hukuk devletini gerçek anlamıyla var eden yeni bir anayasanın daha fazla zaman kaybetmeden yapılması ve yazılması gerekiyor." şeklinde konuştu.
* MEMURLARIN UNUTULMASI BÜYÜK BİR EKSİKLİK VE HATA OLACAKTIR
Gündoğdu, anayasa değişikliği paketinde kamu görevlilerinin de unutulmaması gerektiğini belirterek, ``3 gün öncesine kadar memurlara toplu sözleşme ve grev hakkının tanınması, Meclis`teki anayasa paketinde yer alıyordu ancak, birden yasalara uymadığı gerekçesiyle çıkartıldı. Bunu anlamak mümkün değil. Yasalar, anayasaya mı, anayasa mı yasalara bağlıdır? Anayasaya toplu sözleşme ve grev hakkının eklenmemesi büyük bir yanlışlıktır. Üstelik mevcut anayasa da uluslararası kanunlarla ulusal kanunların çelişmesi halinde uluslararasının geçerli olacağını söylüyor. Böyle bir durumda kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkının tanınması en doğal haktır.`` diye konuştu.
Gündoğdu, kamu görevlilerinin sendikal haklarının anlamlı bir bütünlüğe kavuşturulması için toplu sözleşme ve grev haklarını hayata geçirecek düzenleme yapılmasına dikkat çekerek, bu konunun insan haklarına saygılı, demokratik ve sosyal bir devlet olmanın gereği olduğunu kaydetti.
Son günlerin en çok tartışılan konularından birinin 1982 anayasasının geçici 15. maddesi olduğuna işaret eden Gündoğdu şunları kaydetti: ``Bu madde 12 Eylül darbesini yapan Kenan Paşa ve arkadaşlarına zırh olmuştur. Bu zırh onlara soru sorulmayacağını, yaptıklarından dolayı sorumlu olmayacaklarını ifade eden bir zırhtır. Bugünlerde hukukçularımız geriye dönük bunlar yargılanamaz diyorlar. Bunlar yargılanır mı, yargılanmaz mı bilmem. Ama hiç değilse o maddeye bakarak bugün, balyoz planlarına, ıslak imzalara, demokrasiyi ıslatarak yeniden bu ülkeyi kaosa sürüklemek isteyenlere anayasa bir güvence olmamalı. Geçmişte yapılanlar, yapanların yanına kar kaldı.``
* HUKUKÇULAR, EVRENSEL HUKUKA BAĞLI KALMALI
Hukukçuların bu bizim de işimize yarar demeden milleti önceleyerek tavır sergilemeleri gerektiğini ifade eden Gündoğdu, ``Darbe girişimiyle kurtarıcılığa soyunarak, yapılmış darbeler de dâhil, millete haddinin bildirilmesi anayasal suç olmalıdır. Bu suç asla karşılıksız kalmamalıdır`` dedi.
Bugünlerde 10-12 maddelik bir anayasa değişikliği paketinin meclisten geçme çalışması yapıldığını, mecliste uzlaşma olmaması durumunda referanduma gidilmesi gerektiğinin altını çizen Gündoğdu şöyle devam etti: ``Anayasa paketinin referanduma gitmesinden korkulmamalı. Çünkü çoğulcu demokraside, seçimlerde, siyaset yapmada birçok engel var. Halk 4-5 yılda bir oy kullanarak adam yerine konuluyor. Hiç değilse referandum yapılarak, milletin hakemliğine başvurularak, demokrasinin kavramları işletilmiş olur.``
* HSYK VE YAŞ`DA DEĞİŞİKLİK ANAYASA PAKETİNDE YER ALMALI
Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, HSYK ve YAŞ`ın kararlarıyla memurluktan atılmaların evrensel hukuka aykırı olduğunu, bir insanın kendini savunma hakkının olması gerektiğini, YAŞ ve HSYK kararları ile memurluktan atılan insanların kendilerini savunamadıklarını, yeni düzenlemede bu insanlara yargılanma hakkı verilmesi gerektiğini söyledi.
.