KONFEDERASYON HABERLERİ
Yalçın: İthal Fikirlerin Değil, Yerli Düşüncenin Eseriyiz
Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, ithal fikirlerin değil, yerli düşüncenin eseri olduklarını ifade ederek, “Biz büyük bir davanın, ulvi bir gayenin adı ve adresiyiz” dedi.
Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı Eğitim-Bir-Sen Tokat 2 No’lu Şube’nin düzenlediği divan toplantısı ve “Sendikal Hareketin Dünü, Bugünü, Yarını” adlı konferansta konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, sendika olarak verdikleri mücadele sonrasında üyelerinin dik duruşu ve destekleri ile birçok sorunu aştıklarını söyledi. Bir üyenin önemine değinen Yalçın, 900 binleri aşmış durumda olduklarını ve 15 Mayıs’a kadar 1 milyona ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti.
Kuruldukları günden bugüne, ‘millî’ sıfatıyla uyumlu, yerli değerlerle donanmış, tarihi, kültürü ve kökleriyle barışık bir teşkilat olarak yürümeye ve büyümeye devam ettiklerini kaydeden Yalçın, “Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen, bugüne kadar Türkiye’de milletin özünden çıkan örgütlenmeler içerisinde en büyük, en diri yapısıyla en nitelikli olanıdır. Büyük davaların insanlarının küçük meseleleri olamaz. Biz büyük bir davanın, ulvi bir gayenin adı ve adresiyiz” şeklinde konuştu.
YENİ ANAYASA YAPILMALIDIR
Türkiye’nin Anayasa’dan kaynaklı sorunlar yaşadığını dile getiren Yalçın, şöyle devam etti: “Bu ülkede her bir buçuk yıla bir hükümet düşmüş olması ya da 28 yılda 27 hükümet kurulmuş olmasının altındaki temel neden, bu ülkede sistemin anayasal zemini kurgulanırken, yanlış kurgulanmasından ya da vesayet odaklarının işine yarayacak şekilde kurgulanmasından kaynaklıdır. Ülkenin bir türlü toparlanamamasının altında yatan neden budur.”
SENDİKAL ALANI MİLLETİN DEĞERLERİYLE BARIŞIK HALE GETİRMEK İÇİN YOLA ÇIKTIK
Yalçın, sendikacılığa yeni bir boyut kazandırmak ve ülkede sendikal alanın sevimli, sempatik, milletin değerleri ile barışık hale gelmesine zemin oluşturmak ve bunu takip etmek için yola çıktıklarını belirterek, “Çünkü bu ülkede sendikal alan kavga zemininde yürüdü. Kavga zemininde bir rekabet vardı. Bu kavga zeminindeki rekabet yanlış konum alışlar, birisi kullanılıp birisini nadasa bırakmalarla devam etti. Sendikalar bu ülkede demokrasinin kurumsallaşmasını değil, vesayetin katmerleşmesini, bu milletin birikimlerini iç edilmesini sağlayan yapılar oldu. Örgütlü güç bu anlamda kullanıldı” diye konuştu.
Türkiye’de demokratik zeminin, hak ve özgürlüklerin teminat altında olmadığını kaydeden Yalçın, şöyle konuştu: “Onun için anayasa son derece önemli. Anayasa ne zaman tartışılsa, ya terör olayları artıyor ya canlı bomba olayları çıkıyor ya da dışarıdan bir müdahale ile toplum manipüle ediliyor ve asker ölüyor. 20 defa bu anayasaya makyaj yapıldı. Bu anayasa kozmetik bir anayasadır. Ama ruhuna asla dokunulmadı. Anayasa tartışılıyor, hükûmet modelleri üzerinden toplum manipüle ediliyor. Başkanlık sistemi, şahıslar üzerinden tartışılıyor, toplum manipüle ediliyor. Bu ülkede halk parlamenter sistemi yarı başkanlık mı, başkanlık mı? Kendisi karar verebilmeli ama halkın karar verebilmesi için üçünün kıyaslaması halka aktarılmıyor, halk manipüle ediliyor. Başkanlık gelirse federatif yapıya geçilecek diyerek bölücü terör örgütü üzerinden halk hizaya getirilmeye çalışılıyor. Bu ülkede demokratik zemin güçlenecekse, hükümet modelleri halk huzurunda tartışılabilmelidir. Çünkü Türkiye şu an krize gebe bir ülke. Türkiye’de şu an parlamenter sistem lafız olarak var. Ortadaki fili durum yarı başkanlık sistemidir.”
MİLLET İRADESİNİN YANINDA OLDUK
Türkiye’de anayasayı yaptırmamak, vesayet ruhunu devam ettirmek için her anayasa tartışmasında ortamın bir anda gerildiğine dikkat çeken Ali Yalçın, onun için sivil topluma ve sendikalara çok önemli görevler düştüğünün altını çizerek, “Tarihte yaşananlardan bütün sendikaların ders alabileceğini düşünüyorum. Memur-Sen olarak, biz milletin, milli iradenin yanında olduk. Şimdiye kadar bu ülkenin tam demokrasiye kavuşması için ter akıttık. Adanmışlık örneği sergiledik. Bundan sonra da aynı inançla, aynı güçle yola devam edeceğiz. Ham demokrasinin tam demokrasi olması için üzerimize düşeni yerini getirmenin gayreti içerisinde olacağız” ifadelerini kullandı.
BU İKLİMİ DEĞİŞTİREN SİZLERSİNİZ
1 milyon üye kampanyası başlattıklarını hatırlatan Yalçın, şöyle konuştu: “Şu anda 960 bin civarında üyemiz var. Birler bin oluyor. Yan yana gelerek bereketi ve heybeti oluşturuyor. Onun için ülkedeki iklim değişiyor. Yoksa üniversitelerinizde şu an otobüsler kalkacak, Cumhuriyet mitinglerine zorla götürülecektiniz. Ordu göreve pankartının altında rektörlerle hocalar birlikte yürüyecek, içleri sızlasa bile kendilerine verilen görevleri yerlerine getireceklerdi. Bu iklimi değiştiren sizlersiniz.”
1 MAYIS’TA KAHRAMANMARAŞ’TAYIZ
1 Mayıs’ta Taksim’de olmayı istediklerini ifade eden Yalçın, sözlerini, “Çünkü Taksim bu ülkenin siper gibi, kale gibi kuşatılması gereken bir yer olarak algılanarak, onun üzerinden bu ülkede bir gerginlik oluşturuluyor. Anarşizm, vandalizm 1 Mayıs’ta toplumun benliğini esir alırcasına onlara korku salıyor, kaygı salıyor ve o gün insanlar sokağa çıkamıyor. Emek günü, ekmek günü, dayanışma günü, emekçi bayramı bir kargaşaya, bir vandalizme, şiddete kurban ediliyor. Çünkü sendikacılığı çalışan için değil, kendi modası geçmiş ideolojileri için köhne bir zihniyetin sonrası için kullananlar, bu ülkede Taksim üzerinden gerginlik üretiyor. Yine aynı tabloyu yaşıyoruz. Memur-Sen ailesi olarak, İstanbul Valiliği’ne başvurarak bu kez Taksim’i biz istiyoruz dedik. Ama Taksim gösteri alanı olmaktan çıkarıldığı için, başka alanlar gösterildi bize. Biz de kurtuluşun sembolü olan şehirlerimizden Kahramanmaraş’a gitmeye karar verdik. 1 Mayıs’ı her ilde kutlanabilecek bir alan olarak gördüğümüz için, bu kez de kurtuluşun önemli sembollerinden Kahramanmaraş’ta olacağız” diyerek tamamladı.
Tokat 2 No’lu Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Demirtaş ise, açılışta yaptığı konuşmada, yardımcı doçentlere daimi kadro verilmesini, üniversitelerde adeta taşeron olarak çalışan 5 bin kişilik 50/D’li araştırma görevlisinin kadroya geçirilmesini, ek derslerde artış yapılmasını istediklerini ifade etti.