KONFEDERASYON HABERLERİ
Esen: Asıl Hedefimiz Erdemli Gençlik Yetiştirmek
Şuurlu Öğretmenler Derneğinin 4. Olağan Genel Kurulu'na katılan Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, "Yeni bir dünya ve yeniden büyük Türkiye hayalini hayata geçirmenin en önemli aktörleri eğitimcilerdir. Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu, hak ve adaleti esas alan bir dünyanın inşası için erdemli insanlar yetiştirmek asıl hedefimiz olmalıdır" dedi.
GENÇLİĞE DESTEK OLMALIYIZ
"Bir ülkenin en büyük zenginliği ne petrolü, ne doğalgazı, ne uranyumudur; hem madde hem ruh planında iyi yetişmiş gençliğidir. Gençlik bir milletin geleceğe uzanan eli, hatta bizatihi geleceğin kendisidir" diyen Esen, "Bu bakımdan kendine özgüven arayan, kimlik arayan, bulanık bir gözlükle seyrettiği hayatı net hale getirmeye çalışan gençliğe bu arayışında destek olmak, yardımcı olmak herkesin, herkesimin ve her kurumun görevdir, sorumluluğudur. Bu noktada ivedilikle yapılması gereken gençlerimizi medeniyet köklerimizle, kültürümüzle, değerler sistemimizle buluşturmak önlerine rol modeller koymaktır" şeklinde konuştu.
Esen sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Hz. Peygamberin ve sahabenin hayatını yeterince bilmeyenler peygamberimizin etrafında hep olgun ve yaşlı insanların olduğunu düşünür. Kırk yaşındayken peygamberlik görevine başlayan Hz. Peygamber’in etrafındaki ilk Müslümanlara baktığımızda, onlardan çoğunun gençler olduğunu görürüz. Birkaç örnek vereyim: Genç yaşta İslam’ı kabul edenlerden Hz. Ali 10, Ukbe Bin Amir 14, Abdullah Bin Mesud 16, Esma Bint Ebi Bekr 17, Muaz Bin Cebel 18, Ebu Hureyre ve Hz. Ömer 25-31 yaşlarında."
ÖĞRETMENLERE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR
En önemli rehberimizin Kur’an-ı Kerim olduğunu vurgulayan Esen, " Ortalıkta satanist gençlik, ateist gençlik, materyalist gençlik varsa Kur’an neslinin, Kur’an gençliğinin, Kur’an’ın ışığını takip eden gençliğin bıraktığı boşluktan kaynaklanmaktadır. Her fırsatta polise Molotof atan, kendisine bilim öğretmek için gelen hocasına yumurta yağdıran bir gençlik zuhur ediveriyor. Goethe” Dünyanın en tehlikeli hali, cehaletin örgütlü eyleme geçme halidir” der. Bugün üniversitelerde cehaleti ve karanlığı örgütlemek isteyen bir gençlik var, inşallah siz şuurlu öğretmenlerimiz aydınlığı, bilgiyi, güzelliği, hakikati örgütleyeceksiniz" dedi.
ŞİMDİ MÜCADELE VAKTİ
Esen, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Toplumda gerçek anlamda bir huzurun ve güvenliğin sağlanması için Kuran ahlakıyla, Peygamberimizin ahlakıyla ahlaklanmış yani adaletli, doğru sözlü, çevresindeki kişilere karşı saygılı, şefkat ve merhamet duygusuna sahip gençlere ihtiyaç var. Kısaca Kur’an ve sünnetle çizilmiş yol haritasını takip eden, tüm insanlığı bu yola çağıran bir gençlik.. “İbadetlerimizi yapalım, etliye sütlüye karışmayalım” anlayışıyla büyüyen “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” mantığıyla hareket eden bir gençlik bize yakışmaz. Biz gençlerimize Kelime-i Tevhid’deki “la” ve “illa” nın hikmetini öğretmeliyiz. Yani iki görevimiz var: Biri şeytanın ve onun avenelerinin kurduğu sistemi ve oluşturduğu topluluğu dağıtmak, diğeri kendi medeniyet ve değerlerimizden beslenerek adil yeni bir sistem kurmak ve adil topluluklar oluşturmak. Şunu da unutmayın. Bu mücadele topla tüfekle yapılan bir mücadele değildir, Müslümanların topyekun fikirle, ilimle, yapacakları bir mücadeledir."
Konuşmasında Mehmet Akif Ersoy ve Necmettin Erbakan'a özel vurgular yapan Esen, "Mehmet Akif Ersoy’un büyük ümitler beslediği “Asımın nesli”, Necip Fazıl’ın yarım asır boyunca çileyle ördüğü “büyük doğu”, Sezai Karakoç’un yeni, büyük bir medeniyet tasavvuruna sahip “diriliş nesli”, merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın manevi kalkınmanın mimarları olarak gördüğü milli gençliği yetiştirmek bizlerin hepimizin görevidir. Bu duygu ve düşüncelerle başta Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN hocam olmak üzere bu davaya hizmet eden ve ebedi hayata göçen herkese Allah’tan rahmet diliyorum. Kongremizin hayırlara vesile olmasını diliyorum" şeklinde konuştu.
.