KONFEDERASYON HABERLERİ
GENÇ MEMUR-SEN,ÜSTAD NECİP FAZIL`I ANIYOR
İmanlı, inançlı ve değerleri uğruna bedel ödemeyi göze alabilen bir gençliğin muştucusu üstad Necip Fazıl Kısakürek`in Hakk`a yürüyüşünün 30. sene-i devriyesinde rahmet, minnet ve özlemle yâd ediyoruz. Ruhu şad, kabri nur, mekânı cennet olsun.
Eserleriyle, fikir hayatımızı, ruh dünyamızı inşa eden üstat Necip Fazıl, yazmaktan öte bir vazifeyi ifa etmiş; milli-manevi değerlerle yoğrulmuş, ideal bir nesil inşasına vesile olmuştur.
Genç Memur-Sen, özlenen ve beklenen neslin dirilişinin muştucusu olarak yola çıktı. Hamdolsun ki Türkiye`nin en büyük örgütlü sivil toplum kuruluşunun bünyesinde çağın koşullarına uygun çalışmalar yürütüyoruz. Kamu gençliği, üniversite ve orta öğretim gençliği üzerine titizlikle eğiliyor, Üstad Necip Fazıl`ın dediği gibi "Yepyeni bir nesil yoğurmak borcundayız." Münevver bir gençlik oluşumu olan Genç Memur-Sen`nin ``bin yıllık desende bir ve beraberiz`` düsturuyla hiçbir ayrım yapmadan gençliği kucaklıyor.
Genç Memur-Sen, Üstad`ın sınırlarını çizdiği ulvi yolda her geçen gün mesafe alıyor, asırlar önce tarif edilen ideal gençlik olma yolunda emin ve kararlı adımlarla ilerliyor.
Üstad Necip Fazıl, mısralarıyla derin bir nefes olduğu gibi karanlıkları dağıtan güneş misali bir kaynak oldu bizlere. Akıl dolu tespit ve sarsıcı fikirleriyle ufkumuzu genişletti.
Piştiği çile kazanında bizi de kaynattı, gençlik telaşımızı derleyip toparladı. O kapkara günlerde "kaldırımların emzirdiği çocukken her birimiz``, ``kaldırımların`` karasevdalı eşiyken ruhumuz, bir şey söyledi bize, ``her şeyi tutan bir şey``. İçimizde bakır çalığı bir ümitsizlikle yaşayıp dururken, yanı başımızda gümüş aydınlığında bir umudun da olduğunu haber verdi. Bizi, eşyanın dilini bilmeye, kâinatın sırrını anlamaya çağırdı. İçimize bakmayı, ruhumuza eğilmeyi öğütledi. "Söndürün lambaları, uzaklara gideyim;/ Nurdan bir şehir gibi ruhumu seyredeyim" diyerek karanlık bölgemize çerağ tutmayı öğretti. Hâsılı, tek başına bir okul oldu bize, mektebinizin nurlu pencerelerinden ışık düşürdü bizlere.
Bugünkü genç nesiller olarak, Üstad Necip Fazıl`ın üzerimizde manen, fikren çok emeği vardır. Bu emeğe karşı vefa borcumuzun olduğunun bilincindeyiz. Elbette ki vefa, seneyi devriyesi yaklaştığında salonlarda anmak değildir. Asıl bize düşen görev onu anlamak ve anlatmaktır.
``Ey genç adam, yolumu adım adım bilirsin,
Erken gel, beni evde bulamayabilirsin``
Üstadın söylediğinin aksine, bugün eserlerine ne zaman yönelirseniz yönelin O`nu evde bulabiliriz. Üstadın bütün kitapları gençleri bekliyor. Ne festivale indirgenmiş bir Necip Fazıl, ne de resmi şablonlar içerisine sıkıştırılmış bir şair profilini asla tasvip etmiyoruz.
Üstad Necip Fazıl, çok yakınında yaşamış, birçok seciye ve haline muttali olmuş yaranın nakledecekleri hatıralar ati nesilleri için şüphesiz yol gösterici olacaktır. Sarsılmaz cehd ve gayreti, her manayı aşan cesaret ve kahramanlığı, en derin uçurumlara köprü olabilecek şefkat ve merhametiyle Üstad Necip Fazıl`ı bütünüyle anlamamız gerekiyor. Eğer bir bütün olarak anlarsak Üstadı, biz genç nesillere vasiyetinde ifade ettiği gibi ``Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını da gediğine`` koymuşuz demektir. İşte o zaman vefamızı göstermiş oluruz.
Eğer Necip Fazıl`ın hayatını, kendi kavramlarıyla üç kelimede ifade edecek olursak, bunlar: ``iman, fikir ve aksiyondur.`` 1927 yılında yazdığı ``Başını bir gayeye satmış bir kahraman gibi`` mısrası ile 1949 yılında kaleme aldığı Sakarya Türküsü`ndeki ``Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!`` ifadeleri Üstad`ın destansı mücadelesinin özeti gibi…
Üstad`ın resmi formatlar içerisinde pek görülemeyen Vasiyetnamesi`nde ise ``Allah`ı, Allah dostlarını ve düşmanlarını unutmayınız! Hele düşmanlarını! Olanca sevgi ve nefretinizi bu iki kutup üzerinde toplayınız. Beni de Allah ve Resul aşkının yanık bir örneği ve ardından birtakım sesler bırakmış divanesi olarak arada bir hatırlayınız.`` temennisini not düşmüş, adeta hayat gayesinin sırrını ortaya koymuştur.
Genç Memur-Sen olarak üstadın açtığı yoldan giden gençler olarak pırıl pırıl bir neslin inşası için canımızı dişimize takarak gece gündüz durmadan çalışacak ve büyük Türkiye`nin banisi olacağız. Bu vesileyle imanlı ve inançlı bir gençlik yetiştireceğiz.
Bu duygularla Büyük Doğu`nun mimarı, Üstad Necip Fazıl Kısakürek`e Allah`tan rahmet diliyoruz.
GENÇ MEMUR-SEN
.