KONFEDERASYON HABERLERİ

GÜNDOĞDU GİRESUN İL DİVAN TOPLANTISI`NA KATILDI
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, son günlerde yaşanan gelişmelerin yeni Türkiye`nin değişim sanıcıları olduğunu belirterek, bu sürecin demokrasi tarafını tutanlar ile jakoben geleneğin savunucularını birbirinden ayırdığını vurguladı. Ahmet Gündoğdu, Memur-Sen Giresun İl Temsilciliği`nin düzenlediği İl Divan Toplantısı`na katıldı. Burada konuşan Gündoğdu, sendika çalışmalarının yanı sıra gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye`nin değişim sürecinde taraflarını çok net bir biçimde ortaya koyduklarını anlatan Gündoğdu, "Eğitim sistemi, Anayasa ve Toplu Sözleşme mevzuatında değişimler söz konusu. Bu konularda yerimiz ve safımız belli olacak. Darbecilerin çarkına su taşıyanlarla, İmralı`ya, Silivri`ye selam gönderenler ile millete selam verip milletin selamını alanların yönü aynı olmayacağına göre bu üç konudaki yerimiz farklı olmak zorunda" dedi. REFERANDUM `YENİ TÜRKİYE`Yİ ŞEKİLENDİRDİ
12 Eylül 2010 referandumuyla Türkiye`nin yeni bir görünüme kavuştuğunu hatırlatan Gündoğdu, "12 Eylül referandumundan önceki Türkiye`ye eski Türkiye diyorum. Bürokratik oligarşinin, vesayetçinin, derin devletin hâkim olduğu, milleti göbeğini kaşıyan adamlar olarak ilan ederek 10 yılda bir haddi bildirilen, ayıplı Türkiye diyorum. 12 Eylül referandumunda da Allah`a hamd olsun milletin devletine doğru yol alan yeni Türkiye oluştu" diye konuştu.
Sendikalaşmanın önemine de değinen Gündoğdu, geçmişte iyi örgütlenemedikleri bunun sıkıntısını yaşadıklarını ancak son yıllarda yaptıkları çalışmalar sonucu bu eksiği giderdiklerini ifade etti. Gündoğdu, ``Bugün 600 bin üyesi ile milletin ateşine odun taşıyan kargalara, karga sendikacılığı yapanlara inat, milletin ateşini söndürme sendikacılığı yapıyoruz. Bu zülfiyare dokunmak demektir. Bu daha çok millet, daha az devlet demektir. Bu devletin milletle, milletin devleti ile barışması demektir`` dedi.
Gündoğdu, Memur-Sen`in hızlı bir şekilde büyümesine ve Türkiye`yi kucaklayan bir yapıya kavuşmasından endişe duyanların olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: "Geçmişte ne dayak yediysek örgütsüzlüğümüzden yedik. Şimdi bizim yediğimiz dayağı, `çoluk çocuk, gelecek, istikbalimiz geleceğimiz yemesin` diye testi kırılmadan kulak çekiyoruz. Bazen şeytan taşlıyoruz, bazen tavaf ediyoruz. 10 yıldır genel başkanım bazen ortak akıl mitingler ile şeytan taşladım, bazen referandumlarda `evet` diyerek tavaf ettim. Sendikacılık böyle bir şey. Ülkede hala salı verilmiş birileri varsa onları bağlamak da sendikacılıktır. Biz farklıyız, farkımız yola çıkarken verdiğimiz kararımızda saklı. Kararımız medeniyet değerlerimizde saklı."
.