KONFEDERASYON HABERLERİ

GÜNDOĞDU: UCUBE YÖNETMELİK TARİHİN ÇÖP SEPETİNE ATILMALI
Eğitim-Bir-Sen 5. Üniversite Teşkilatları Buluşması Kızılcahamam`da gerçekleştirildi. Burada konuşan Ahmet Gündoğdu, mevcut sendikacılık türlerinin bağımsız, tepki, teklif ve tehdit şeklinde olduğunu söyleyerek, ``Biz bağımsız sendikacılık yapıyoruz. Bunun yanında teklif, gerektiğinde tepki sendikacılığı da yapıyoruz. Bizi eleştirenler önce kendi geçmişlerine baksınlar" dedi. Gündoğdu, mevcut kılık kıyafet yönetmeliğini de eleştirerek, "Kılık-kıyafeti tepeden tırnağa düzenleyen ucube yönetmeliğin tarihin çöp sepetine atılmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.
Eğitim-Bir-Sen 5. Üniversite Teşkilatları Buluşması Kızılcahamam`da gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Ahmet Gündoğdu, mevcut sendikacılık türlerinin bağımsız, tepki, teklif ve tehdit şeklinde olduğunu söyleyerek, ``Biz bağımsız sendikacılık yapıyoruz. Bunun yanında teklif, gerektiğinde tepki sendikacılığı da yapıyoruz. Bizi eleştirenler önce kendi geçmişlerine baksınlar. Bir siyasi partinin genel başkanı tarafından seçilenler tek başlarına adım dahi atamazlar`` ifadelerini kullandı.
``Sahibi oldukları ideolojinin temsilcilerinden korktukları için yasakları savunmak zorunda kalan sendika ve konfederasyonlar var`` diyen Gündoğdu, şöyle devam etti: ``12 milyon 300 bin imzayı teslim ederken, 15 Mart`a kadar süre vermiştik. Bu tarihe kadar darbe dönemi yönetmelik kaldırılmadığı için Memur-Sen ve bağlı sendikalarımız olarak 18 Mart tarihinden itibaren işyerlerimize serbest kıyafetle gitme kararı aldık. Bu, Memur-Sen`in eylemidir. Ancak gördük ki, diğer konfederasyonların üyeleri de bizim kampanyamıza katıldılar. Memur-Sen`in özgürlükçü tavrı karşısında bir konfederasyon gecikmeli de olsa, sadece bir hizmet kolunda kerhen serbest kıyafet eylemi kararı aldı. Bu durum diğer on hizmet kolunda görev yapan kamu görevlilerinin özgürlüğü hak etmediğini düşündüklerinden mi kaynaklanıyor? Üye kaybetmekten korkularak yapılmış olsa bile, aldıkları eylem kararını, tüm hizmet kollarında gerçekleştirmelerini beklerdik.``
Memur-Sen olarak talep ettikleri bazı konuların, Kamu-Sen`e bağlı bazı sendikalar tarafından, "Memur-Sen`den akıllara durgunluk veren açıklamalar" şeklinde eleştirildiğini söyleyen Gündoğdu, talep ettikleri konuların;
"Ötekileştirmeyen bir Anayasa (Laiklik), benim vatanım, benim bayrağım diyenler kadar, benim Anayasam da diyebilmeli. Milletin değerlerini koruyan, Cumhuriyet ve Demokrasi dengesini kuran bir Anayasa, Milli güvenlik dersinin kaldırılması, din eğitimi (Kur-an ve Siyer dersleri), karma eğitim mecburiyetinin kaldırılması, andımızın kaldırılması ve isteyenler için namaz kılabilecekleri yer tahsisi" olduğunu, bugün de birçoğu hayata geçen bu taleplerinin arkasında olduklarını vurguladı.
Toplu sözleşme hakkının, verdikleri mücadele sonucu anayasa değişikliği paketine dâhil edildiğini hatırlatan Gündoğdu, şöyle konuştu: ``Referandum öncesinde toplu görüşmeler devam ederken toplu sözleşme hakkı olmazsa bir daha masaya oturmayacağımızı beyan etmiştik. Yine toplu sözleşme hakkına ilişkin Abant`ta gerçekleştirilen çalıştaya katılarak iş güvencesine dokundurtmadan bu hakkın alınması yönünde önerilerimiz ve çabalarımız oldu. Referandum sonrasında ise iş güvencesini sağlama alacak bir toplu sözleşme kanunu için mücadelemize devam ettik. Oysa aynı zaman zarfında toplu sözleşmeyi istediklerini beyan etmelerine rağmen bu konuda emek sarf etmeyenler, toplu sözleşme hakkını getiren referandum sandığı önlerine konulduğunda Silivri ve Kandil`le birlikte hayır dediler. Sonrasında ise geçmişi bir çırpıda sildiklerini zannederek söze `anayasa değişikliği ile gelen toplu sözleşme` lafı ile başlamayı adet edindiler. 18. Milli Eğitim Şurası`nda sendikamızın teklifleri arasında olan ve sonuçlarını ülke için yararlı ve gerekli gördüğümüz 4+4+4 eğitim sisteminin hayata geçirilmesine öncülük ettik. Kamuda kılık-kıyafet özgürlüğü için başlattığımız 10 milyon imza kampanyasında bir ayda 12 milyon 300 bin imza topladık ve gereğini yapması talebiyle Bakan Faruk Çelik`e teslim ettik.``
UCUBE YÖNETMELİĞİN TARİHİN ÇÖP SEPETİNE ATILMASINI İSTİYORUZ
1930`da kadına seçme, 1934`te seçilme hakkı verildiğini kaydeden Gündoğdu, ``Bu hak kimin tekelinde, nasıl veriyor kısmını bilmiyorum. Yıl 2013, devlet memuru kadına ne giyeceğini seçme hakkını verilmiyor. Başörtülü kadına diyorsun ki, sen cumhurbaşkanı eşi, başbakan eşi, milletvekili eşi, memur eşi olabilirsin ama bunların kendisi asla olamazsın. Bu, cinsiyet ayrımcılığıdır, faşistliktir, dayatmadır. Biz halen kadınlarını turnikeler arasında eleyen yaklaşımlara devam ediyoruz. Bu çağdışı zihniyetin terkedilmesini, kılık-kıyafeti tepeden tırnağa düzenleyen ucube yönetmeliğin tarihin çöp sepetine atılmasını istiyoruz`` diye konuştu.
Gündoğdu, kamu çalışanlarına pantolon giyme özgürlüğü getirdiğini iddia etmekle övünen KESK`in, kılık-kıyafet kampanyası kapsamında başörtüsüne de özgürlük talebi söz konusu olunca konuyu amacından saptırarak Memur-Sen`i eleştirmesinin inandırıcı olmadığını, özgürlük anlayışının tek taraflı olduğunu, bunun ise özgürlükçü bir tutum olmadığını söyledi.
DİNDAR VE DEMOKRAT BİR GENÇLİK YETİŞTİRMELİYİZ
Bundan sonra ağırlık verecekleri konulardan birinin Genç Memur-Sen olduğunu dile getiren Gündoğdu, şunları kaydetti: ``Genç Memur-Sen, gençlik projesidir. Bu eğitim sistemi vatandaşlara, memura, gençlere rol yaptırıyor. Amirine karşı ikinci bir dil kullandırıyor. Dik duran ama diklenmeyen, dindar ve demokrat; hem inancını, medeniyet değerlerini hem de evrensel hukuku ve demokrasiyi içselleştiren bir gençlik yetiştirmeliyiz.``
Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, kadın örgütlenmesine de önem verdilerini belirterek, kadınların sendikal örgütlenmede daha fazla yer almaları, gerek mevcut kadın üye sayısının gerekse kadın yönetici sayısının artması gerektiğini dile getirdi.
SBN Sigorta ile yeniden anlaşma yaptıklarını kaydeden Gündoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü: ``Şu ana kadar 91 kardeşimizi kazalarda kaybettik, 12 kardeşimiz de sürekli çalışma gücünden yoksun kaldı. Ailelerine 1 milyon 388 bin TL ödendi. Bu, acıları paylaşarak hafifletme, iyi günde olduğu kadar kötü günde de yanında yer alarak yardımlaşma ve dayanışma sendikacılığıdır.``
YÖK YASASI SİVİLLEŞMELİ
Yeni Yükseköğretim Yasa Taslağı`na da değinen Gündoğdu, yükseköğretim yasasının baştan sona sivilleşmesi gerektiğini söyledi. Bu yönde yaptıkları çalışmaları anlatan Gündoğdu, üniversite personelinin özlük haklarıyla taleplerini bir kez daha dile getirdi.
15 BİN YENİ ÜYE
Konuşmasının sonunda, akademik ve idari personelin kol kola girerek özlük ve özgürlük mücadelesini sürdürmeleri gerektiğinin altını çizen Gündoğdu, ``Üniversitelerde sendikal örgütlenmemiz her geçen gün güç bulmaya devam ediyor, 2013 mutabakatlarına kadar 15 bin yeni üye ile gücümüze güç katarak üniversitelerde de örgütlülük oranımızı yükseltecek ve örgütlü sayımız arttıkça sorunların daha da kolay çözüldüğünü göstermiş olacağız. Dün suya sabuna dokunmayan bir akademisyen profili varken, bugün Eğitim-Bir-Sen`de hak mücadelesi veren akademisyenler vardır. Sizlerden, üniversitelerde 15 bin yeni üye için yoğun bir çalışma bekliyorum`` dedi.
.