HACI BAYRAM TONBUL
Kayagazı, Enerjide Yeni Umut
Hızla artan nüfus ve bunun yanında sanayi ve teknoloji alanında meydana gelen yeni gelişmeler her geçen gün daha fazla enerji tüketimini de beraberinde getirmektedir. Enerji tüketimine bakıldığında 2035 yılında dünya üzerinde tüketilen toplam enerjinin 1998 yılına göre 2 kattan daha fazla olacağını,2050 yılında ise 3 katını geçeceği tahmin edilmektedir. Ülkeler artan bu ihtiyacı karşılayabilmek için yatırımlarının büyük bir kısmını enerji alanında yapmakta, enerji ihtiyacını kendi kaynaklarıyla karşılayabilmek için büyük çaba sarf etmektedirler. Enerji ihtiyacını kendi kaynakları ile karşılayabilen ve bu kaynakları ihraç edebilen ülkeler dünya üzerinde ekonomik, siyasal ve sosyal açıdan daha fazla söz sahibidir.
Ülkemize gelince, yerli kaynaklarımızın yanı sıra yenilenebilir enerji kaynaklarımızın da hareket geçirilmesiyle enerji alanında ciddi yatırımlar yapılmaya başladı. Mevcut durumda her yıl 40 milyar dolar civarında bir parayı enerji ithalatı için ödemekteyiz. Bunun içinde en büyük payı şüphesiz petrol, petrol ürünleri ve doğalgaz oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalar bizim petrol ve doğalgaz kaynakları noktasında çok da zengin bir ülke olmadığımızı göstermektedir. Son yıllarda ülkemizde yapılan petrol ve doğalgaz aramaları umut verici olsa da alınan sonuçlar beklentileri karşılayacak düzeyde değildir. Ülkemizin genç ve dinamik nüfus yapısıyla gelişen ekonomisi ve artan enerji ihtiyacını karşılayabilmesi için başta nükleer enerji ve yenilenebilir enerji kaynaklarını harekete geçirmesi gerekmektedir.
İşte tam da bu noktada alternatif enerji kaynağı olarak anılmaya başlanan kaya gazı diğer adıyla şeyl gazı ülkemiz için bir çıkış noktası olabilir. Kayagazı konusunda yapılan ilk araştırmalar 1800 lü yılların sonunda başlamış olsa da, 1970 li yıllardan sonra enerji kaynağı olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Yüksek oranda hidrokarbon içeren şeyl tabakalarının içinde hapsolmuş gazın hidrolik basınç veya yatay sondaj yöntemiyle çatlaklar oluşturulması ile kaya içinde hapsolmuş durumdaki doğalgaz, petrol ve diğer hidrokarbonlar, bu çatlaklardan sızarak sondaj borusuna alınmakta ve yüzeye çıkartılmaktadır. Kaya gazı yada şeyl gaz özellikle Kuzey Amerika'da son yıllarda açılan kuyular ve elde edilen enerji ile ABD'nin enerjide dışa bağımlığını önemli ölçüde azaltmıştır. Son dört yılda bu ülkede yapılan kaya gazı üretimi 200 Milyar Metreküp düzeyindedir. ABD'nin yanı sıra başta Kanada, Çin, Avustralya gibi ülkeler de kayagazı konusunda önemli yatırımlar yapmaktadır. Yapılan araştırmalar dünya üzerinde 38 ülkeye dağılmış 48 adet bilinen kayagazı havzası bulunduğu yönündedir. Ülkemizde de Diyarbakır Ergani Havzası ve Marmara'da Ergene havzasında kaya gazı rezervlerinin varlığından söz edilmektedir. Ülkemizde bulunan toplam rezerv konusunda medyada değişik rakamlar telaffuz edilse de, net rakam henüz bilinmemektedir. Yapılan spekülasyonları ve popülist yaklaşımları bir tarafa bırakarak başta Enerji Bakanlığımız bünyesinde MTA, TPAO gibi kuruluşların bu bölgelerde ve diğer bölgelerde kayagazı araştırmalarını artırmaları gerekmektedir. Bunun yanı sıra özel sektör de kayagazı konusunda teşvik edilmek suretiyle yapılacak sondaj ve araştırma faaliyetleri hızlandırılmalıdır. Üniversitelerimiz de sürece dahil edilerek bilimsel açıdan yeni teknolojilerin kullanımı ve geliştirilmesi sağlanmalıdır.
Kayagazı potansiyelimizin bilinmesi geleceğe yönelik enerji projeksiyonumuz açısından da önemlidir. Doğalgaz ve petrole göre çok daha ucuz olan kayagazının ülkemize kazandırılması ile enerji maliyeti de önemli ölçüde azalacaktır. Bu yönüyle de kaya gazı enerji ihtiyacımızın yerli kaynaklarla karşılanabilmesi ve dışa bağımlığımızın azaltılabilmesi için büyük önem arz etmektedir.
Kaygazı araştırmaları konusunda son yıllarda yapılan araştırmaları takip ediyor ve sonuçlarını heyecanla bekliyoruz. Bu konuda atılacak adımları destekliyoruz.
Selam ve saygılarımla....