KONFEDERASYON HABERLERİ
PROF. DR. BİLGİN: DEĞİŞİMİN FIRSAT VE TEHDİDİNİ GÖREMEYENLER ÇÖKER
Prof. Dr. Vedat Bilgin, dünyada büyük çapta yaşanan değişimlerin sayısının az olduğunu, bu değişimlerin yakın geçmişteki zaman aralıklarının da gittikçe daraldığını söyledi. Memur-Sen`in Perşembe Söyleşileri`ne katılan Prof. Bilgin, değişimlerin fırsatları ve tehditleri beraberinde getirdiğini de ifade ederek, ``Değişimler yeni fırsatlar ve yeni sorunların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Fırsatları ve tehditleri göremeyen ülkeler sendeler ve çökerler. Değişimi yönetmek, onu doğru analiz etmek; beraberinde getirdiği fırsat ve tehditleri doğru okumaktır. Sosyalizm nerdeyse dünyanın dörtte üçünde etkin bir ideoloji iken bugün az sayıda fanatik taraftarı olan bir ideoloji haline gelmiştir`` şeklinde konuştu. Değişimi yöneten süreçlerden birinin de küreselleşme olduğunu ifade eden Vedat Bilgin, dünyanın bir yerinde olanın, en uzak coğrafyada kendisine alıcı bulabilmesinin küreselleşmenin bir sonucu ve örneği olduğunu ifade etti. İnsanların yaşadıkları her an, birbirine daha da yaklaştığını belirten Prof. Bilgin, ``Dünyanın herhangi bir yerindeki gelişme için, `bize ne` diyemeyiz. Bilgi ve teknoloji hızla birbirini etkileyebilen araçlardır. Bilgi değiştikçe onun kullanım biçimi de değişmektedir. Bilginin, paranın ve malın akışı akıl almaz boyutlara ulaşmıştır. Geçmişte bilgiye ulaşmak için yapılan seyahatler bugün çok daha kolay gerçekleşmekte`` dedi. Bu coğrafyanın en çok değişen ülkesinin Türkiye olduğunu da söylen Bilgin, çok kutuplu bir dünyada yaşamaya başlanacağını, Ortadoğu ve Türk cumhuriyetlerinde kısa zaman aralıklarında büyük değişimler olabileceğine işaret etti. ``Bizim medeniyet coğrafyamız da büyük değişim yaşamaktadır. Türkiye milli mücadeleden sonra kurulmuş ve milli devleti demokrasiye dönüştürmekte sorunlar yaşamıştır. Demokrasiye geçememiş milli devlet, giderek dar bir grubun küçük bürokrasinin, askeri bürokrasinin kontrolünde, bir çeşit bürokratik otoriter rejim yaratmıştır`` şeklinde konuşan Vedat Bilgin, daha sonra şunları söyledi: ``Çok partili rejime geçtikten sonrada tarihsel blok, militer, hukukçu ve aydınlardan, bürokratlardan oluşan blok, darbeler yoluyla konumlarını hep korumuşlardır. 27 mayıs bir taraftan başbakanı katledip cinayet işlerken, aynı zamanda bürokratik yapının içinde militer unsurların baskın hale gelmesine yol açmıştır.`` Türkiye`nin artık kentli bir toplum haline geldiğini de söyleyen Bilgin, daha önce kent denilince akla gelenin birkaç il ile sınırlı olmasına karşın bugün bireyleşen, sınıflaşan insanların sahneye çıktığını ifade etti. Türkiye`nin son dönemde zenginleştiğini de belirten Prof. Bilgin, geçmişte zenginlik ölçüsü olarak ele alınan parametrelerin aşıldığını, orta sınıftaki artışın bir taraftan demokrasiyi derinleştirirken diğer yandan darbeye teşebbüs edecekler için caydırıcı bir görev üstlendiğini vurguladı.
Modernleşmenin şehrin baskın olduğu bir yaşam biçimi olduğunu da belirten Prof. Dr. Vedat Bilgin, batıcı unsurların tasfiye olduğunu, yerli değerlerle bütünleşmiş yeni bir aydın zümreye sahip olunduğunu, bir bakıma kendi modernleşmemizi yaşadığımızı ifade etti. Siyasi partilerin karşı karşıya olduğu problemin, bir kısmının tarihsel olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Bilgin, bu problemlerle yüzleşilmesi gerektiğini söyledi. CHP`nin Türkiye şartlarında sol parti olmadığını da sözlerine ekleyen Bilgin, ``Sol hareketi yürütecek bir işçi sınıfına ihtiyaç vardır. Türkiye`nin işçileri genel olarak muhafazakardır. DİSK`de bile, demokrasi tam olarak uygulanırsa, sağcılar ele geçirecek tartışması yaşanmıştır`` şeklinde konuştu.
Memur-Sen`i ilgiyle izlediğini de söyleyen Prof. Dr. Vedat Bilgin, demokrasi konusunda yaptığı çabaları ve referandum sürecindeki tavrını takdir ettiğini söyledi. Bilgin, Memur-Sen`in çok açık tavır sergilediğini de belirterek, tortuların temizlenmesinde önemli işlere imza atıldığını kaydetti.
.