KONFEDERASYON HABERLERİ
İş Güvencesinin Garantörü Olduğumuzu Gösterdik
Memur-Sen olarak, kamu personel sisteminde “kadrolu memur” statüsü olması gerektiği konusundaki genel bakışımızla iş güvencesinin kırmızı çizgimiz olduğu konusundaki tavrımıza ilişkin kararlı mücadelemizi, halen görüşmeleri devam emekte olan 1/931 numaralı Torba Kanun Tasarısına, Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşme sürecinde kamu görevlilerinin iş güvencesini bütünüyle ortadan kaldırmak üzere eklenen maddenin değiştirilmesini sağlayarak sürdürdük.
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinde değişiklik öngören, Hukuk devleti ilkesinin olmazsa olmazlarından “idarenin yargısal denetimi” uygulamasının kamu görevlileriyle ilgili yargı işlemlerinin yerine getirilmemesi sonucunu doğuracak bu düzenleme, konfederasyonumuzun yönetim kurulu ve teknik personelinin ilgili mercilerdeki girişimleri, gece gündüz Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki çabaları ile revize edildi.
Kamu görevlilerinin mali, sosyal ve özlük haklarını korumak ve geliştirmek noktasındaki temel kırmızı çizgimiz hiç şüphesiz kamu görevlilerinin iş güvencesini korumak ve bu güvencenin doğrudan veya dolaylı olarak yok sayılmasına yönelik düzenleme ve uygulamalara karşı mücadele etmek olmuştur. Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmeleri mevzuat ve toplu sözleşmeden sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Hacı Bayram Tonbul takip etmiş, Memur-Sen’in konu ile ilgili görüşlerini komisyon çalışmalarında anlatmış ve fikrilerini hem komisyonda hem de kulislerde dile getirmiştir.
Kamu görevlilerinin tamamen aleyhine olan Memur-Sen olarak karşı çıktığımız madde:
“MADDE 82- 6/1/1982 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’incş maddesinin (1) numaralı fıkrasının üçüncü ve dördüncü cümleleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Ancak, kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, görevden alma, göreve son verme, naklen veya vekâleten atama, yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleriyle ilgili olarak verilen iptal ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarının gereği iki yıl içinde; ilgilinin kazanılmış hak aylık derecesine uygun başka bir kadroya atanması suretiyle yerine getirilir.”
“Kamu görevlileri hakkında yapılan bu tür idari tasarruflar; telafisi güç veya imkansız zararlar doğurmaz.”
“Kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, görevden alma, göreve son verme, naklen veya vekâleten atama, yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleriyle ilgili olarak verilen iptal ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarının gereğini yerine getirmeyen kamu görevlisi hakkında ceza soruşturması ve kovuşturması yapılamaz; ancak disiplin hükümleri saklıdır.” şeklindedir.
Memur-Sen’in yoğun uğraşları sonucunda ilgili maddenin revize edilmiş hali:
“Ancak 23/4/1981 tarihli ve 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanuna ekli (1) ve (2) sayılı Cetvellerde gösterilen unvanları taşıyan görevler ile farklı tama usulüne tabi olsalar dahi daire başkanı ve üstü görevlere, sivil memurlar hariç kolluk teşkilatlarının kadrolarına; açıktan, naklen veya vekaleten yapılan atama ve bu görevlerden alınma, bu görevlerle ilgili yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleri hakkında verilen mahkeme kararlarının gereği, ilgilinin kazanılmış hak aylık derecesine uygun başka bir kadroya atanması suretiyle iki yıl içinde yerine getirilir. Bu görevliler hakkında mezkur işlemlerin uygulanması, telafisi güç veya imkansız zararı doğuran hallerden sayılmaz.”
“Bu fıkranın üçüncü cümlesinde belirtilen işlemlerle ilgili mahkeme kararlarının yerine getirilmemesi ceza soruşturması ve kovuşturulmasına konu edilemez; ancak disiplin hükümleri saklıdır.” şeklindedir.
Kamu görevlilerinin tamamı açısından vazgeçilmez olan iş güvencesini göreve son verme dahil idari işlemlerle tamamen ortadan kaldıran, lehlerine olan mahkeme kararlarının uygulanma süresini uzatan mezkur yasa tasarısının içeriği ve kapsamı ısrarlı tutumumuzla değiştirilmiş ve daraltılmıştır. Sadece 2045 sayılı Kanuna ekli (1) ve (2) sayılı cetvellerde gösterilen büyükelçiler, MGK Genel Sekreteri, Diyanet İşleri Başkanı, Yüksek Denetleme Kurulu Başkan Ve Üyeleri, Müsteşar, Genel Müdür, DPT Genel Sekreteri, Devlet Personel Başkanı, bakanlıklardaki kurul başkanları ve üyeleri, bakanlık müşavirleri, kaymakam, il emniyet müdürleri, daire başkanı ve üstü görevlerde bulunanlar gibi ve sivil memurlar hariç kolluk teşkilatlarının kadrolarında yer alan personel hakkında kazanılmış hak aylık derecelerine uygun başka bir göreve atanmalarıyla uygulanabilecek olan bu madde her ne kadar daire başkanı altındaki memurları kapsamayacak olsa da mahkeme kararlarının uygulanmasındaki süre sınırlarını aşması boyutuyla hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmamaktadır.
.