KONFEDERASYON HABERLERİ

MEMUR-SEN`DEN ‘DEMOKRATİK AÇILIMA` DESTEK
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, `Demokratik açılım` konusunda Memur-Sen`i ziyaret etti. Gündoğdu, çözüm yolu aranırken, şehit ailelerinin üzülmemesini ve terör örgütünün muhatap alınmamasını istedi. Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, hükümetin `Demokratik açılımına` destek verdiklerini söyledi. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, `Demokratik açılım` çerçevesinde, Memur-Sen`i ziyaret etti. Ziyarette Memur-Sen yönetim kurulu üyelerine bilgi veren Atalay, konunun bir devlet projesi olduğunu, muhatabının da millet olduğunu söyledi. Milleti temsil eden kurum ve kuruluşları ziyaret ederek projelerini anlattıklarını söyleyen Bakan Atalay, Memur-Sen ailesiyle de bu düşüncelerini paylaşmaktan mutlu olduğunu söyledi. Türkiye`nin en büyük memur konfederasyonu olan Memur-Sen`in kendilerine olan desteklerinin de öneminin büyük olduğunu kaydetti. Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ise konuşmasında, ülkemizin bütün siyasi, ekonomik ve sosyolojik sorunlarının tamamının demokratikleşmeye dayandığını belirtti. Gündoğdu, millet önündeki her türlü engelin kaldırılmasından yana olduklarını da dile getirerek, her türlü sorunun çözümünde, TBMM`nin merkez olması gerektiğini kaydetti.
* Hükümetin gündemindeki Demokratik açılımını desteklediklerini, ancak bu açılım yapılırken terör örgütü veya onun adına hareket ettiğini söyleyenlerin muhatap alınmamasını, çözüm önerileri getirilirken de şehit ailelerinin incitilmemesini istedi.
* Bu riski ortadan kaldırmak ve sorunları daha kısa sürede çözmenin demokrasinin bütün kural ve kurumlarıyla hakim olduğu, tam ve koşulsuz yaşandığı Türkiye idealini somutlaştıracak zihniyet değişimine bağlı olduğunu söyleyen Gündoğdu, ``Bu çerçevede, atılması gereken ilk adım, bu zihniyet değişimini destekleyecek ve tekemmül ettirecek yeni bir Anayasa`yı gecikmeksizin yürürlüğe koymaktır`` dedi.
Hazırlanacak yeni anayasanın `Evrensel değerler ışığında, demokratik, özgürlükçü ve sivil irade ürünü, alt başlıklarıyla birlikte demokratikleşme sorununu çözecek bir toplumsal konsensüsün oluşmasını da sağlayacak nitelikte olması gerektiğini vurgulayan Gündoğdu, ``Sivil, özgürlükçü, erkler arası ilişkilerin ve işbirliğinin tereddüt oluşturmayacak biçimde tanımlandığı, milletine değer veren ve milletin değerlerine dayanan yeni bir anayasayla; ülkemizin ve insanlarımızın yaşadığı, yaşamak zorunda bırakıldığı sorunlar yumağındaki her konuyu, tekrar gündeme gelmeyecek şekilde çözüme kavuşturabiliriz. Bu bakış açısıyla, Devletin demokratikleşmesini, bireyin özgürleşmesini hedefleyen her tür girişimi ve bu girişmelere yol haritası olacak her açılımı önemseriz ve yukarıda saydığımız niteliklere sahip olması halinde destekleriz`` şeklinde konuştu.
* Gündoğdu, Mevlana`nın `Her ne kadar bütün dallar raks ediyorsa da her dalın kımıldanışı başka sebeptendir` sözünü hatırlatan Gündoğdu, `gerçek özgürlük ve gerçek başlangıcın sahici bir şimdi ile mümkün olduğunu` söyledi.
`Demokratik açılım` başta olmak üzere, sorun olarak ele almaktan çekinilen konulara dair çözüm önerilerinin konuşulmaktan kaçınıldığı sürece, çözüme ulaşamamanın yanında sorunun kronikleştiğinin de göz ardı edilmemesini isteyen Gündoğdu, daha sonra şunları söyledi:
``Kimliği, kültürel bağı, inancı ne olursa olsun sorunlarla yaşamak zorunda bırakılanların önce insan olduğunu unutmamalıyız. Türkiye Cumhuriyeti, farklılıklarını bir arada yaşamanın ve bağımsızlık için birlikte savaşmanın engeli olarak görmeyen- farklı kimliklerin ortak mücadelesiyle kurulmuştur. Devletin kuruluş temellerini oluşturan bu gerçeğe bağlı kalmak ve demokratikleşme sorununun bir parçası olarak görmek kaydıyla, farklılıklarımızdan kaynaklanan sorunları, temeli demokrasiye ve insan hak ve özgürlüklerine dayanan ve inisiyatifin sivil iradede olduğu bir eylem planını hayata geçirerek çözebiliriz.``
* Memur-Sen genel merkezi Mehmet Akif İnan Toplantı Salonu`nda gerçekleştirilen basın toplantısının ardından Genel Başkan Gündoğdu `Demokratik açılım` konusunda Memur-Sen`in görüş ve önerilerini içeren dosyayı İçişleri Bakanı Atalay`a takdim etti.
MEMUR-SEN`İN `DEMOKRATİK AÇILIM` KONUSUNDAKİ GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİNİN TAM METNİ
"Demokratikleşme Açılımında Merkez TBMM Olmalıdır"
Ülkemizin siyasi, ekonomik ve sosyolojik sorunlarının bütünü demokratikleşememeye dayanıyor. Daha kestirme bir ifadeyle, Türkiye`nin temel ihtiyacı demokratikleşmedir. Konuları ve isimleri farklı olsa da aslında her sorun, demokratikleşme ihtiyacının alt başlığıdır. Sorunları farklı isimler koyarak ayrı ayrı çözmeye çalışmak, çözümü geciktirmek bir tarafa çözüm arayışlarının, kendi doğrularını dayatan taraflar ortaya çıkaran bir sürece dönüşmesi riski de içermektedir.
Bu riski ortadan kaldırmak ve sorunları daha kısa sürede çözmek; demokrasinin bütün kural ve kurumlarıyla hakim olduğu, tam ve koşulsuz yaşandığı Türkiye idealini somutlaştıracak zihniyet değişimine bağlıdır. Bu çerçevede, atılması gereken ilk adım, bu zihniyet değişimini destekleyecek ve tekemmül ettirecek yeni bir Anayasa`yı gecikmeksizin yürürlüğe koymaktır. Evrensel değerler ışığında, demokratik, özgürlükçü ve sivil irade ürünü yeni bir anayasa, alt başlıklarıyla birlikte demokratikleşme sorununu çözecek bir toplumsal konsensüsün oluşmasını da sağlayacaktır. Sivil, özgürlükçü, erkler arası ilişkilerin ve işbirliğinin tereddüt oluşturmayacak biçimde tanımlandığı, milletine değer veren ve milletin değerlerine dayanan yeni bir anayasayla; ülkemizin ve insanlarımızın yaşadığı, yaşamak zorunda bırakıldığı sorunlar yumağındaki her konuyu, tekrar gündeme gelmeyecek şekilde çözüme kavuşturabiliriz.
Bu bakış açısıyla, Devletin demokratikleşmesini, bireyin özgürleşmesini hedefleyen her tür girişimi ve bu girişmelere yol haritası olacak her açılımı önemseriz ve yukarıda saydığımız niteliklere sahip olması halinde destekleriz.
Sorun olarak konuşmaktan çekinmediğimiz konulara dair çözüm önerilerini konuşmaktan kaçındığımız sürece, çözüme ulaşamamak yanında sorunu kronikleştireceğimizi de göz ardı etmemeliyiz. Kimliği, kültürel bağı, inancı ne olursa olsun sorunlarla yaşamak zorunda bırakılanların önce insan olduğunu unutmamalıyız. Türkiye Cumhuriyeti, –farklılıklarını bir arada yaşamanın ve bağımsızlık için birlikte savaşmanın engeli olarak görmeyen- farklı kimliklerin ortak mücadelesiyle kurulmuştur. Devletin kuruluş temellerini oluşturan bu gerçeğe bağlı kalmak ve demokratikleşme sorununun bir parçası olarak görmek kaydıyla, farklılıklarımızdan kaynaklanan sorunları, temeli demokrasiye ve insan hak ve özgürlüklerine dayanan ve inisiyatifin sivil iradede olduğu bir eylem planını hayata geçirerek çözebiliriz.
Siyaset zemininde gündemin ilk sırasına yerleşen ve kamuoyunun yakından takip ettiği demokratik açılım sürecini de kapsaması gereken bu eylem planı çerçevesinde;
1- Bu ülkenin ve milletin Kurtuluş Savaşı`nı ``milli egemenlik`` düsturuyla oluşturduğu TBMM`nin sevk ve idaresinde zaferle sonuçlandırdığı dikkate alınarak, demokratikleşme ve alt başlıklarında yer alan sorunların çözümünde TBMM merkez olmalıdır.
2- Sivil toplum ve özgür bireye, herkesten kuşkulanan değil herkesi kucaklayan, hakları sınırlayan değil teminat altına alan, kendini koruyan değil kendisi koruyan, sorgulayan değil sorun paylaşan demokratik hukuk devletine ulaşmayı sağlayacak hükümlerle donatılmış yeni bir Anayasa hazırlanmalı ve yürürlüğe konulmalıdır.
3- Bu Anayasa`da Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı üst kimlik olarak kabul edilmelidir.
4- Devlete ve kurumlarına güven sorununa kaynaklık eden ``faili meçhul cinayetler`` ve ``kayıp kişiler`` konuları çözüme kavuşturulmalıdır.
5- İnsan haklarına yönelik sistematik ve kurumsal ihlalleri sona erdirecek bir organizasyon kurulmalı, yargı sistemi ve hukuk kuralları, eylemleriyle insan hakları ihlallerinin gerçekleşmesine ve sürmesine sebep olanları en ağır şekilde cezalandırılmasını sağlayacak niteliğe kavuşturulmalıdır.
6- Devletin bütün faaliyetlerinde, şeffaf ve hesap verebilir olması sağlanarak ``Derin Devlet`` yapılanmasına kapı aralayan hukuki boşluklar giderilmelidir.
7- Özel veya resmi yayın kuruluşlarının Türkiye`de konuşulan dillerden diledikleri üzerinden yayın yapmasının önündeki hukuki ve sosyolojik engeller kaldırılmalı, başta TRT ŞEŞ olmak üzere bu çerçevedeki yayın yapılmasının yasal alt yapısı oluşturularak daha nitelikli yayın yapması sağlanmalıdır.
8- Demokratik hukuk devletinin olmazsa olmazı sivil toplum örgütleri, çözüm sürecine paydaş yapılmalıdır.
9- Terörle mücadele için 400 milyar TL harcandığı gerçeğinden hareketle, terör tercihine kaynaklık eden bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarını ortadan kaldıran ve terörle mücadeleden önce teröre kaynaklık eden sebepleri ortadan kaldırmayı esas alan sosyo-ekonomik tedbirler ile eğitim, kamu idaresi, kamu hizmeti ve ticari ilişkiler eksenli tedbir ve teşvik paketleri uygulamaya konulmalıdır. Bu kapsamda;
a) Güney Anadolu Projesi(GAP) ile Doğu Anadolu Projesi(DAP), hızla tamamlanmalıdır.
b) Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki sınır illeri başta olmak üzere sınır illerinin ticaret hacmini artırmak amacıyla sınır ticareti uygulamalarının etkinliği ve kapsamı genişletilmelidir.
c) Gençlerin nitelikli iş gücü kapsamında değerlendirilmesini sağlayacak meslek edindirme kurslarının sayısı artırılmalı ve bu kursları tamamlayanların istihdamlarını sağlayacak kamu-özel sektör işbirliği organizasyonlarına zemin hazırlanmalıdır.
d) Kamu görevlilerine, bölgesel kalkınmışlık düzeyi düşük bölge ve illerde görev almak ve daha uzun süre kalmak noktasında motive edecek ilave mali ve sosyal haklar verilmelidir.
e) Terör faaliyetlerinin yoğun şekilde yaşandığı il ve ilçelerin mülki amirleri, güvenlik ve kolluk kuvvetleri sorumluları ile milli eğitim müdürü, müftü vb. üst düzey kamu görevlileri, halkla iç içe olmak noktasında başta dini ve milli bayramlar başta olmak üzere her tür sosyal etkinlik ve faaliyette Devletin gücünü değil gülen yüzünü esas alan temsil anlayışıyla hareket etmelidir.
f) 2009 yılı ÖSS ve SBS`de illerin başarı sıralamasındaki son 10 ilin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi illeri olduğu dikkate alınarak, eğitimde fırsat ve imkan eşitliğinin gereklerinin bu bölgelerde somut olarak uygulanmasına aracılık edecek acil eylem planları hazırlanarak bu illerin eğitimdeki başarısını arttıracak türden değişimler ivedilikle gerçekleştirilmelidir.
10- Şiddeti araç ve amaç olarak görmedikçe her düşüncenin özgürce dile getirilebildiği düşünce ve kanaat özgürlüğü alanının oluşması sağlanmalıdır. Bireysel özgürlük alanı genişletilerek herkesin anadilini konuşması, kültürünü yaşaması ve yaşatması hak olarak görülmeli ve bu çerçevede bir toplumsal algı ve kabulün oluşmasına zemin hazırlanmalıdır. Türkiye`nin farklı kimlik ve kültürlerin ortak resmi olduğu bilinci oluşturulmalı, kimlik ve kültür farklılıklarının bütünden ayırma ve bütünden ayrılma söylemlerine malzeme yapılması engellenmelidir.
11- Yazılı ve görsel medya kuruluşlarına, farklılıkların kaynaşmaya engel olmadığı bilinci oluşturacak yayınlarla sürece pozitif katkıda bulunması sağlanmalı, bu katkının sürekliliğini sağlayacak sosyal sorumluluk algısı oluşturulmalıdır.
12- TBMM`de temsil edilsin ya da edilmesin CHP ve MHP başta olmak üzere bütün siyasi partilerin, demokratikleşme ana başlığı altındaki sorunların çözümüne katkı sunmalarını sağlayacak siyasi diyalog süreci işletilmelidir.
13- Terörün asıl mağduru olan şehit aileleri ile gazilerin, önemsendiklerine ve kendilerine değer verildiğine dair idrak oluşturacak şekilde başta terör sorununun çözümü olmak üzere demokratikleşme sürecine katkıda bulunmalarını sağlayacak ara süreçler ve psiko-moral uygulamalar hayata geçirilmelidir. PKK yada benzer illegal yapılanmalar asla muhatap alınmamalıdır. Şehit ailelerini üzebilecek yaklaşımlardan uzak durulmalıdır.
.