KONFEDERASYON HABERLERİ
Yalçın: Helal Gıda, Devlet Politikası Olmalı
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, tarım sektörünün sorunlarının masaya yatırıldığı Toç-Bir-Sen tarafından organize edilen “Tarım Kongresi”nde yaptığı konuşmada, “Uluslararası rekabet gücümüzü artırarak, tarımsal Gayrisafi Milli Hasılamızı 150 milyar dolara, tarımsal ihracatımızı 40 milyar dolara çıkarmalı tarımsal ihracatta Dünya birincisi olmayız. Helal gıda üretimi de mutlaka Devlet ve Bakanlık politikası haline getirilmelidir” dedi.
Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı Toç-Bir-Sen tarafından düzenlenen, tarım sektörünün sorunlarını ve çözüm önerilerinin masaya yatırıldığı Toç-Bir-Sen Tarım Kongresi Kızılcahamam’da yapıldı. Kongreye Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Toç-Bir-Sen Genel Başkanı Günay Kaya, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, KİM Grup-Helâl ve Sağlıklı Gıda Sertifikalandırma Plâtformu (GİMDES) Genel Başkanı Hüseyin Kami Büyüközer, Kongre Akademi Genel Koordinatörü Prof. Dr. Seyit Mehmet Şen, Toç-Bir-Sen Genel Merkez Yönetimi, Bakanlığa Bağlı Kurum Müdürleri, akademisyenler ve çok sayıda davetli katıldı.
Kongrede konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, önemli açıklamalarda bulundu. Tarım Kongresi’nin hayırlara vesile olmasını dileyerek konuşmasına başlayan Yalçın, “Üyelerimizin sorunlarının yanında, ülkenin, İslam aleminin, insanlığın sorunu varsa bizi yakından ilgilendirir. Bu vesileyle ülkenin en önemli meselesi olan tarımın ele alınacağı ‘Tarım Kongremizi’ düzenleyen Toç-Bir-Sen’imize teşekkür ediyorum” dedi.
TARIMDA 2023 VE 2071 HEDEFLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMELİYİZ
Gelişmiş ekonomilerin kendi arasında, yükselen piyasaların kendi arasında ve gelişmiş piyasalarla yükselen piyasalar arasında yaşanan rekabetin her geçen gün ivme kazandığını belirten Yalçın, yükselen piyasaların başında yer alan Türkiye’nin bu acımasız rekabetten kazançlı çıkabilmesi için öncelikle 2023 hedeflerini yakalaması, sonra da 2071 hedeflerini gerçekleştirmesi gerektiğini vurguladı. Yalçın, geçmiş ve günlük olayları tartışmaktan asıl gündeme bir türlü dönülemediğini söyleyerek, “Artık enerjimizi ve zamanımızı gelecek hedeflere odaklamalıyız. Türkiye’nin, Avrupa’nın öncü, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın lideri olması yönünde gayret göstermeliyiz. Bu hedefleri yakalayabiliriz. Bugün burada bu toplantının yapılıyor olması, tarımın ve hayvancılığın sorunlarına çözüm aranıyor olması ümidimizi kaybetmediğimizin, çıkış yolları aradığımızın, çözüm yolları bulmaya çalıştığımızın göstergesidir. Zamanımızı geleceği düşünerek, planlayarak ve kurgulayarak geçirmeliyiz” diye konuştu.
78 Milyonun; 500 milyar dolar ihracata, 2 trilyon dolar Gayrisafi Milli Hasılaya, 25 bin dolar Kişi Başına Düşen Mili Gelire kilitlenmesi gerektiğini dile getiren Yalçın, “Tarımsal ürünlerde, Uluslararası rekabet gücümüzü artırarak, tarımsal Gayrisafi Milli Hasılamızı 150 milyar dolara, tarımsal ihracatımızı 40 milyar dolara çıkarmalıyız. Eğer bunu başarırsak bu yolculuğa uygun hareket ediyoruz demektir. Yeter ki, umudumuzu ve heyecanımızı kaybetmeyelim. Bu hedeflere eşgüdümlü olarak BM’nin yapısının demokratikleşmesine yönelik girişimlerimizi, Dünya 5’ten büyüktür çıkışımızı sürdürmeliyiz. ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa'nın yanında Türkiye’nin de mutlaka veto hakkının olabildiği, gerçekleri haykıra bildiği noktaya taşıyabilirsek doğru yoldayız demektir. Bu gayretlerimizi sivil, demokratik ve özgürlükçü Yeni Anayasa ile taçlandırmalıyız. Milletin kendi anayasasını yapma ve yazma imkanı sunmalıyız” şeklinde konuştu.
TARGEL SORUNU TARİH OLDU
Yalçın, Memur-Sen’in, 1 milyon üye sayısına gün saydığını, Türkiye’nin en büyük konfederasyon olarak, 3. Dönem Toplu Sözleşme’de 213 kazanıma imza atığını belirterek, “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Faruk Çelik’e, Çalışma Bakanlığı döneminde, Toplu Sözleşme sürecinde ortaya koyduğu uyumlu yaklaşımı için kendisine teşekkür etmiştik. Toplu sözleşme tarihinin en başarılı ve en çok kazanımlısı olma özelliği taşıyan 3.Dönem Toplu Sözleşmelerini birlikte imzaladık. Sabahlara kadar alın teri döktüğümüz süreçte hem genel hem de hizmet kollarında önemli kazanımlar ürettik. Masada ilke kararı aldığımız TARGEL sorununu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Toç-Bir-Sen’imiz birlikte çözüme kavuşturdu. Bunun içinde yine Bakanımız Faruk Çelik’e teşekkür ediyoruz” dedi.
Tarım ve orman çalışanlarının diğer sorunlarını çözüme kavuşmasını beklediklerinin altını çizen Yalçın, “Bakanımız, toplumun ve tüketicinin haklarını korumak önemli bir adım attı. Bunu görmezden gelemeyiz. Başta et ve süt fiyatları olmak üzere gıda fiyatlarında fahiş artışları önlemek, halkın hem sağlıklı hem de ucuz gıda et tüketmesi için büyük bir inisiyatif üstlendi. Tarla ile raf arasındaki büyük fiyat farkını azaltmak için aracılarla yapacağı mücadelenin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Üretici ve tüketici dengesinin sağlanması için verdiği mücadelede bakanımızın yanındayız. Üreticinin hakkı alın teri ve hak ettiği kadarıyla mutlaka verilmelidir” ifadelerini kullandı.
HELAL GIDA, DEVLET VE BAKANLIK POLİTİKASI OLMALI
Tarımsal üretimde hedefin Dünya birinciliği olması gerektiğini işaret eden Yalçın, “Bunun için çalışan başına tarımsal üretimi artırmalıyız. Tarımsal ihracatta Dünyada 26’ıncı sıradayız. Tarımsal üretim ile tarımsal ihracat arasında doğru orantı yok. Aslında iyi bir planlamayla Avrupa birincisi, Dünya yedincisi rahatlıkla olabiliriz. Un ve makarna ihracatında Dünya birincisiyiz. Demek ki olabiliyor. Siyonist İsrail’in genetiğiyle oynadığı ürünlerle değil, kendi Ar-Ge çalışmalarımızla gelişme sağlamalıyız. Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülke için helal gıda çok önemlidir. Helal Gıda mevzusu Devlet ve Bakanlık politikası haline dönüştürülmelidir. Helal gıda üretimi hem Türkiye’yi hem de 2 milyar nüfuslu İslam coğrafyasını yakından ilgilendiriyor. Tarım Bakanlığımızın bu konuyla daha fazla eğilmesi gerektiğini önemsiyorum” dedi.
BÜYÜK PROJELERLE TARIMSAL ÜRETİM ARTIRILMALI
“Yine tarımsal üretimi yakından ilgilendiren Türkiye’nin prestijli projelerinden DAP, KOP, GAP ve DOKAP projeleri tamamlanarak tarıma kazandırılmalı” diyen Yalçın, şu sözlerle konuşmasını noktaladı: “Kongremiz Memur-Sen ve Toç-Bir-Sen’in akademik çalışmalarından birisini teşkil ediyor. Memur-Sen ailesi olarak üyelerimizin, sorunlarıyla ilgilenirken ülkemizi ilgilendiren bütün sorunlarla da yakından ilgileniyor, sorumluluk alıyoruz. Bu kongre bize yeni bir enerji vermiştir. Akademik sendikacılık çalışmalarımıza yeni bir soluk kazandıracaktır. Bu duygularla, bereketi bol bir yıl diliyorum. Tarım Kongremizin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.”
Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Toç Bir-Sen Genel Başkanı Günay Kaya ise yaptığı konuşmada Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olmalarının sorumluluğuyla sadece üyelerinin değil hizmet kolunun yetkili sendikası olarak tarımsal sorunlarında Toç Bir-Sen’in sorunu olduğunu belirtti. Kaya; “Toç Bir-Sen olarak tarım sektörümüzün dününün, bugünün ve yarınının analitik bir biçimde değerlendirilip, tarım sektörümüze, üreticimize, çiftçimize, köylümüze, yetmiş sekiz milyon aziz milletimize olan sorumluluğumuzun gereğini yerine getirmek için bugün buradayız” dedi.
Kaya konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tarım sektörümüze iki yönlü bakabiliriz. Birincisi birim maliyetimiz yüksektir, ikincisi de petrolden sonra en çok döviz ödediğimiz ürünler tarım ürünlerimizdir. Oysaki tarım ürünlerimizin yetişmesi için Edirne’den Kars’a kadar fevkalade geniş bir iklim kuşağına sahibiz. Ülke olarak, millet olarak, sektör olarak çok stratejik üstünlüklerimiz var bunları görmemiz gerekiyor. Evet petrolümüz yok, döviz ödüyoruz ama iyi bir planlamayla, rasyonel politikalarla sektörümüzü bu maliyetten kurtarabiliriz. Aynen Avrupa Birliği’nin ortak tarım politikasının temel amacı olan sektördeki insanın, üreticinin, çiftçinin, köylünün refah düzeyini yükseltmek için kırsal kalkınmada dahil olmak üzere ülke olarak millet olarak bu sorunları çözebilecek irademiz, aklımız, birikimimiz, tecrübemiz ve en önemlisi insan kaynağımız mevcut. O zaman biz Toç Bir-Sen olarak bu konuda karar alacak, politika üretecek insanlara diyoruz ki ‘korkmayın, biz Toç Bir-Sen ailesi olarak bütün gücümüzle desteğe varız, hayra gidecek her adımı sonuna kadar alkışlarız, destekleriz. Bugüne kadar hiç şahıs merkezli bakmadık, hep hak merkezli, hedef merkezli baktık. Bundan sonrada bu kararlılığımızı aynen devam ettireceğiz.”
“KONGREMİZ SEKTÖRÜMÜZ İÇİN DE SENDİKAMIZ İÇİN DE ÇOK ÖNEMLİ”
Üç gün boyunca 38 akademisyen tarafından 7 ayrı oturumda tarımın sektörünün tüm yönleriyle masaya yatırılacağını kaydeden Kaya “Kongremiz sektörümüz için olduğu kadar sendikamız için de son derece önemlidir. 81 ilimizden gelen teşkilat mensuplarımız burada. Çünkü bu kongre aynı zamanda çok iyi bir hizmet içi eğitimdir. O nedenle burada konuşulacak, tartışılacak, müzakere edilecek konular hem akademik açıdan hem de uygulama açısından çok önemli” dedi.
Kaya konuşmasını “Kongremize görüşleriyle, öneriyle, eleştirileriyle katkı sunacak akademisyenlerimize ve katılımcılarımıza en derin saygılarımı ve sevgilerimi sunuyor, kongremizin tarım sektörümüze, milletimize, ülkemize ve bakanlığımıza hayırlı olmasını diliyorum” diyerek sonlandırdı.
“İNSANLIĞIN EN ÖNEMLİ SORUNU TARIMDAN KOPUŞTUR”
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş "2023-2071 Vizyonuyla Tarım Kongresi"nde yaptığı konuşmada, bugün insanlığın başlıca problemlerinin tarımdan kopuştan kaynaklandığını ifade etti. Dünyada da Türkiye'de de tarım topraklarının tarım dışına çıktığına dikkati çeken Daniş, "Bugünümüzü ve yarınımızı doyurabileceğimiz topraklarımız, babamızdan, dedemizden bize kalan değil torunlarımızdan miras aldığımız ve onlara daha iyi şekilde devretmemiz gereken sermayemizdir" değerlendirmesinde bulundu.
Daniş, Birleşmiş Milletler'in (BM) raporuna göre enerji savaşlarından sonra dünyayı gıda savaşlarının beklediğine işaret ederek, dünya nüfusunun büyük bir bölümünün sağlıklı gıdaya ve sağlıklı suya ulaşamadığını hatırlattı. Sadece Türkiye'de değil, dünyada da toprağın önemine ilişkin farkındalık oluşturulması gerektiğini vurgulayan Daniş, ancak toprağı "dost" edinerek toprak ve gıda güvenliğinin sağlanabileceğini söyledi. Bakan Faruk Çelik'in tarıma getirdiği en önemli anlayışlardan birinin masa başında değil tarlada tarımı yönetmek olduğunu belirten Daniş, "Bilginin, hizmetin üreticinin ayağına gitmesi, yani işletme bazlı yönetim anlayışı Türk tarımına yeni bir nefes getirecek. Böylece tarlada izimiz, harmanda yüzümüz olacak" dedi.
“UZAYA HER GÜN DOLMUŞ SEFERİ YAPILSA, TARIMIN ÖNEMİ AZALMAZ”
Kongre Akademi Genel Koordinatörü Seyit Mehmet Şen de 3 gün sürecek kongrede, bahçe bitkileri, hayvansal üretim, tarla ziraatı, su ürünleri, gıda, toprak ve ekonomi konularında oturumlar düzenleneceği bilgisini verdi.
Türkiye'nin en demokratik ülkelerin başında geldiğini ifade eden Şen, "Biz imparatorluk değil, cihan devleti sahibiyiz. Bu özelliğimizi ancak çalıştıkça, bilgiyi ürettikçe koruyabiliriz. Uzaya her gün dolmuş seferi yapılsa, tarımın önemi azalmaz, artar" değerlendirmesinde bulundu.
"İSLAM ALEMİ HELAL GIDA BULMAKTA ZORLANIYOR"
GİMDES (Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Derneği) Genel Başkanı Hüseyin Kami Büyüközer, derneklerinin "helal rızık”, "hakça kazanç", "temiz üretim", "sağlıklı beslenme ve yaşama" ilkelerini esas alarak kurulduğunu dile getirdi.
Bugüne kadar 450 firmanın 10 bin çeşit ürününe GİMDES Helal Sertifikası verildiğini belirten Büyüközer, dünyada helal ürün ve hizmet talebinin ancak yüzde 14'ünü karşılayabildiklerini söyledi. Büyüközer, İslam aleminin helal gıda bulmakta zorlandığına işaret ederek, “Tüm kalitelerin üzerinde mükemmel bir kaliteyi tarif etmek istiyorsanız, helal sertifikalı ürünleri rahatlıkla seçebilirsiniz" dedi.