KONFEDERASYON HABERLERİ

Yalçın'dan İşgüvencesi Uyarısı: "İşgüvencesi Devletin de Güvencesidir"
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, AKİT TV canlı yayınına katılarak önemli açıklamalarda bulundu. Ali Yalçın, "İşgüvencesi sadece memurun güvencesi değil, devletin de güvencesidir. İşgüvencesi kaldırılırsa şayet devletin çivisi çıkar. Güvencenin iki dudak arasına bırakıldığı bir sistem devlete zarar verir" dedi.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, AKİT TV canlı yayınına katılarak kamu ve Türkiye gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. Yalçın, ABD ile yaptırım krizi, işgüvencesi konusu, kamuda liyakat sistemi ve 3600 ek göstergesi konularına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Yalçın, İstikrarın Önemine Vurgu Yaptı
"16 Nisan'da tavrımızı açıkça ortaya koyduk ve yeni sistemin geçişinde rol oynadık. Bizim bunu yaparken temel gerekçemiz istikrarsızlıktı. İstikrarsızlıkların artık bitmesi için yeni hükümet sistemini zorunlu gördük. Ülkenin de 24 Haziran'da istikrarının sürmesi gerektiğini bir kez daha söyledik. Bu süreçlerde bir çok hamle yapıldı Türkiye'ye karşı. Ancak bunların tamamının üstesinden geldik. Biz de Memur-Sen olarak Türkiye'nin geri adım atmasını, geriye dönmesini hiçbir zaman istemedik. Daima ilerlesin ve adımlarına, özgürleşmesine, büyümesine ivme kazandırsın istedik. Bunun da sağlanmasını bir sistem değişikliğinde gördük, bürokratik oligarşinin son bulması, istikrarın sağlanması ancak böyle mümkün olabilirdi" diye konuştu.
Yalçın kamuda liyakat konusuna ilişkin ise, "Devlete alımlarda adalet ve liyakat ön planda tutulmalı. Mülakat sistemini doğru bulmuyoruz. Güvenlik için endişe edecek durumlar hariç kimsenin görüşüne ve aidiyetine bakılmaksızın liyakat temelli bir kamu yapılanmasının gerekli olduğunu her yerde dile getiriyoruz" dedi.
işgüvencesinin devlet sistematiğinin de güvencesi olduğunu kaydeden Yalçın, "İşgüvencesi sadece memurun güvencesi değil, devletin de güvencesidir. İşgüvencesi kaldırılırsa şayet devletin çivisi çıkar. Güvencenin iki dudak arasına bırakıldığı bir sistem devlete zarar verir" şeklinde konuştu. Yalçın, devletin yönelim olarak sözleşmeli bir istihdama yöneldiğini belirterek, bunu da doğru bulmadıklarını, ilgili itirazlarını da sürdürdüklerini anlattı.
Yalçın şöyle devam etti: "3600 ek göstergesi her seferinde masaya taşınıyor. Ve biz de bu konuyu sürekli dillendiriyoruz. Cumhurbaşkanımızın bu konuda cümle kurması son derece kıymetli. Ancak biz bunun daha da genişletilmesinin daha doğru olduğunu düşünüyoruz. Memur-Sen olarak bütün hizmet kollarımızda bu ek gösterge talebinin aynı oranda yansıtılarak karşılanabileceği zeminin üretilmesi için ısrarımızı sürdürüyoruz. 5. Dönem Toplu Sözleşmesi'nde de bu konu başat konu olacaktır, ancak o zamana kalmadan da bu konunun çözülmesine yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi.
Millet Bu Oyunlara Pabuç Bırakmaz
"ABD, dünyanın haydutluğuna savunmuş bir durumda hareket ediyor" diyen Yalçın şöyle devam etti: "Türkiye'ye karşı yapmış olduğu bu hareket Türkiye'yi itibarsızlaştırmaya yönelik bir harekettir. Ancak bir şey atlanıyor, Türkiye artık eski Türkiye değil. Bu millet 15 Temmuz'da en büyük işgal hareketine karşı dik durmuş ve tüm dünyaya örnek olmuş bir millettir, o yüzden bu tür tehditlere boyun eğmeyiz. Millet her şeyin farkında, millet bu oyunlara pabuç bırakmaz."
ABD, 15 Temmuz'daki Suçunu Bastırmak İçin Tehdit Diline Başvuruyor
ABD'nin hukuksuz her türlü girişimin arkasında konumlandığını sözlerine ekleyen Yalçın, "Her on yılda bir ülkemizdeki darbelerin sorumlusu da ABD'dir. Eva Morales'in bir sözü var. 'Dünyada faşist bir darbe ihtimalinin olmadığı tek ülke ABD'dir, çünkü orada bir ABD Büyükelçiliği yoktur' diyor. ABD 15 Temmuz'daki suçunu da bastırmak için böyle bir tehdit diline başvuruyor, kabul edilemez" ifadelerini kullandı.
ABD'nin ekonomik bir çıkmazda olduğunu aktaran Yalçın, dünya üzerindeki ülkelerde emperyalizm ve kapitalizme karşı ortak bir bilinç oluştuğunu kaydetti. Yalçın, ABD'nin içinde bulunduğu durum neticesiyle sağa sola saldırarak günü kurtarmaya çalıştığını belirtti.
Filistin meselesinde de ABD'nin tutumunun kabul edilemez olduğunu söyleyen Yalçın, Balfour'un 100'ncü yıldönümünde, Filistin halkının tanınmazdan geldiğini ve faşist adımların başlangıcının atıldığını kaydetti.