KONFEDERASYON HABERLERİ
Zafer Haftamız Kutlu Olsun!
Malazgirt Anadolu’nun kapılarını açan ışıltılı ve büyük zaferlerimizden birisidir. Başkomutanlık Meydan Muharebesi ise, Anadolu’ya göz diken emperyalistlere vurulmuş esaslı bir darbe. Bu iki zafer, milletin emperyalist güçlere geçit vermeyeceğinin, şartlar ne kadar kötü, imkân ne kadar kısıtlı olursa olsun Anadolu’ya uzanan elin kırılacağının, Anadolu’dan vazgeçilemeyeceğinin dosta düşmana ilan edilmesidir. Malazgirt, Anadolu’nun kalıcı olarak İslamlaşması, Başkomutanlık Meydan Muharebesi ise bu topraklara vurulmuş İslam mührünün ebediyen süreceğinin kabul ettirilmesidir.
Malazgirt de Başkomutanlık Meydan Muharebesi de sabrın, azmin, cesaretin, birlik beraberliğin ve iman gücünün önünde hiçbir gücün duramayacağının tarihe kazınmış delilleridir. Bu zaferler, zulmün ordusu ne kadar güçlü, elindeki imkânlar ne kadar sınırsız olursa olsun ‘haklı’ olmanın en büyük güç olduğunu gösterir. Malazgirt ile Başkomutanlık Meydan Muharebesi arasına nice mücadeleler, savaşlar ve zaferler sığdırılmıştır. Her bir savaş ve zafer, Anadolu’da istiklal ve istikbali tahkim etmiş; özgürlük ve bağımsızlık aşkını güçlendirmiştir.
Günümüzde savaş anlayışı değişiyor. Çoğu zaman ordular karşı karşıya gelmiyor. Son 20 yılda doğrudan işgaller kadar vekâlet savaşlarına da tanık olduk. Kadim medeniyet değerlerinin hedef alındığını, bu değerlerin içinin boşaltıldığını ve körpe zihinlerin, temiz kalplerin ele geçirilerek ‘savaş’ların başka mecralara kaydırıldığını görüyoruz. Gençlerimiz sapkın akımların dalgaları arasına atılıyor. Küresel ölçekte her tür sapkınlığı meşrulaştırma girişiminin ülkemize yansımalarını görüyoruz.
Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni ve Malazgirt’i de anan ancak mankurtlaşmış kimi kişi ve kesimlerin gençlerimizin zihinlerini işgal eden, kalplerini bunaltan bu sapkınlıkları desteklediğini, büyük bedeller ödeyerek Anadolu’dan attığımız işgal güçlerinin sinsi kültürel işgaline destek olduklarını esefle görüyoruz. Ancak bu topraklarda Malazgirt’te imanıyla Anadolu’yu kalıcı olarak İslamlaştıran Sultan Alpaslan’ın, Sahabe mirasını İstanbul’a taşıyan Eyyüb el-Ensari’nin, Haçlılara kök söktüren büyük Sultan Kılıçarslan’ın, Kudüs fatihi Selahaddin’in hatırası durdukça bu sinsi işgal girişimleri bir çürük ipliğe dizilmiş hülyalar gibi beyhude çabalar olarak kalacaktır.
Tarihimizin kazandırdığı şuurla, diriliş ve direniş bilinciyle, medeniyet değerlerimiz ve güçlü inancımızla bugün siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik argümanlarla yürütülen savaşlara en güçlü şekilde karşı koymak istiklal ve istikbalimiz için zorunluluk ve tarihsel sorumluluktur. Tarihimiz bu sorumluluğu canı pahasına yerine getiren kahramanlarla; şehit ve gazilerle doludur. Şehit ve gazilerimiz aynı zamanda sorumluluklarımızı hatırlatan öncüllerimizdir.
Memur-Sen olarak Malazgirt’ten Dumlupınar’a, Kût’ül-Amâre’den Çanakkale’ye, Kıbrıs’tan Karabağ’a bu toprakları bir İslam yurdu kılan aziz şehitlerimizi rahmetle ve dualarla anıyor, Zafer Haftamızı tebrik ediyoruz.