MEHMET EMİN ESEN
Toplu Sözleşmenin Mimarı Memur-Sen
Memur-Sen, kuruluşundan bugüne kadar insanlığın sorunlarını önemseyerek çözüm odaklı bir anlayışla hareket etmiştir. Bu anlayış, 850 binden fazla kamu görevlisinin Memur-Sen`i tercih etmesini sağladığı gibi çağdaş ve öncü sendikacılığı uygulamayı başarmış Memur-Sen`in üyelerinin yanında tüm kamu görevlileri adına da kazanım üretme sorumluluğu yüklenmesini sağlamıştır. Kamu görevlilerinin sosyal, kültürel, özlük ve ekonomik haklarını iyileştirmek için mücadele eden Memur-Sen, bugüne kadar yüzlerce kazanıma imza atmıştır. Bu kazanımlardan en önemlisi, sendikacılık tarihindeki dönüm noktalarından biri olan kamu görevlilerinin toplu sözleşme hakkını elde etmiş olmasıdır. Bu hakkın elde edilmesindeki en büyük pay, ülkemizin yaşadığı dönüm noktalarında doğru yönü göstermek için gerektiğinde tek başına savaşmayı göze almış Memur-Sen`indir.
Memur-Sen, en çok üyeye sahip yetkili konfederasyon olarak ilk kez katıldığı 2009 yılı toplu görüşmelerinde, kamu görevlilerinin kamu idaresiyle masada karşılıklı oturarak eşit şartlarda pazarlık yapmalarını sağlayan toplu sözleşme hakkının tohumlarını atmış, “Toplumsal Sözleşmeye de Toplu Sözleşmeye de evet” sloganıyla desteklediği Anayasa değişikliklerinin Halk oylamasına sunulması ve kabul edilmesiyle birlikte, kamu görevlilerinin toplu sözleşme hakkına ilişkin Anayasal düzenlemenin yürürlüğe girmesini sağlamıştır. İlginç olan durum ise Memur-Sen toplu sözleşme hakkının anayasal hüküm olmasını sağlayan referandumu desteklerken, olumsuz bir tutum takınarak “hayır” diyen rakiplerinin, bugün toplu sözleşme nimetlerinden en çok faydalanmak isteyenlerin başında gelmeleridir.
Kamu tarafının son sözü söylediği Toplu Görüşme pazarlıklarında Kamu İşveren Heyeti ile Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti arasında karşılaştırılmayacak kadar bir dengesizlik söz konusuyken, toplu sözleşmeye geçişle beraber bu dengesizlik büyük oranda ortadan kaldırılmış, masada eşit şartlara sahip tarafların olması sağlanmıştır. Taraflar arasında anlaşma sağlanması halinde karşılıklı atılan imzalarla meydana getirilen, kanunlardan önce uygulanacak olması Anayasa ile teminat altına alınan mutabakat metinlerinin yani toplu sözleşmelerin gereğinin yerine getirilmesi hukuki bir zorunluluktur. Hükümetin veya başka bir kurumun toplu sözleşme hükümlerine uymama ya da hükümlerin bir kısmına karşı çıkma gibi bir hakkının olmadığı da iyi bilinmelidir.
Toplu sözleşme görüşmeleri anlaşmazlıkla da sonuçlanabilir. Bu durumda bir anlaşmazlık olduğu tutanakla tespit edilir ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu devreye sokulur. Yapısı Kanunla belirlenmiş olan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu`nun kararları kesindir ve o yıl ki toplu sözleşme metinlerini oluşturur.
4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu`nda yapılan değişikliklerle; toplu sözleşme sistemine geçilmesi, kamu görevlileri sendikalarının temsil gücünün artmasının sağlanması, hizmet kollarında yetkili sendikaların pazarlık masasına doğrudan katılması gibi birçok olumlu gelişme ortaya çıkmış olsa da, kamu görevlilerine grev ve siyaset hakkının tanınmamış olması ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu`nun yapısındaki ciddi eksiklikler, bir takım olumsuzluklar olarak karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu Kanuna ilişkin Dünyadaki uygulamalara bakıldığında bu eksiklikler daha iyi görülmektedir. Memur-Sen olarak bu eksikliklerin bir an önce giderilmesi için ilgili tarafların da katılımının sağlanarak çalışmalara başlanmasını önemsiyoruz.
Toplu sözleşmenin çerçevesinden birçok evresine kadar hemen hemen her aşamasının irdelenerek siz değerli okurlarımıza sunulduğu dergimizin bu sayısını sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyduğumuzu ifade ederken sendikacılığı her gün, her hafta, her ay, her yıl yapan bir Konfederasyon olarak; İşsizliğe, taşeron çalıştırmaya, kayıt dışı çalışmaya son vermek için sosyal paydaşlarımızla omuz omuza mücadele edeceğimizi, asgari ücretin insan onuruna yakışır bir düzeye çıkarılmasını, emekli maaşlarının açlık ve yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını, kamu görevlilerine büyümeden pay verilmesini, 4/C ve 4/B`lilerin kadroya alınmasını, ek ödemelerin tamamının emekliliğe yansıtılmasını, kamu görevlilerine grev ve siyaset hakkının verilmesini ve darbelerin, muhtıraların, ara rejimlerin mevzuattaki ve toplumsal hayattaki izlerinin tamamen silinmesi için mücadele edeceğimizi bir kez daha yinelemek istiyorum.