ALİ YALÇIN
Güçlü Memur, Güçlü Türkiye Şiarıyla Çalışıyoruz
Emperyalist paylaşım kavgasının savaşlara evrildiği, ülkelerdeki toplumsal fay hatlarının derinleştirildiği, sömürü düzeninin katliamları, soykırımları, kitlesel göçleri yöntem olarak kullandığı bir süreçte dünyamız küresel çatışma ortamına doğru sürüklenirken Filistin’de yaşanan soykırımda billurlaşan emperyalizmin çifte standartçı kirli yüzü, kitlelerin uluslararası topluma ve kurumlara olan güvenini yok etmiş durumda. Bu vasatta adil bir dünyaya olan özlem de dünyanın tüm toplumlarında giderek artıyor.
Ülkemizin de emperyal planlara biteviye maruz kaldığı, çevresinde ve nüfuz alanlarında yaygınlaştırılan kriz noktalarının bir çevreleme planı çerçevesinde savaş çemberine dönüşme riski taşıdığı, buna karşı mazlum kitlelerin adalet arayışında yüzünü Türkiye’ye çevirdiği bir konjonktürde her zamankinden daha fazla güçlü bir Türkiye’ye ihtiyacımızın olduğu açıktır. Bu çağrıyı iradeye dönüştürme noktasında bugüne kadar gösterdiği duruşun bir değişim iradesine dönüşmesi için Türkiye’nin evvela kendi içinde başta gelir adaleti olmak üzere her alanda adaleti tesis ettiği, toplumsal dayanışma ve birliği tahkim ettiği bir zemine kavuşmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.
Bu noktada kamu görevlilerinin yetkili konfederasyonu Memur-Sen olarak Türkiye’nin gücünün emekten, alın terinden geçtiğini, emeğin ve emekçinin hak ettiği değeri görmesinin toplumsal yapıyı güçlendireceğini söylüyoruz. Kamu görevlilerinin gelirde adalet noktasındaki beklentileri böyle bir zemine oturmaktadır. Her zaman ifade ettiğimiz üzere, güçlü memur, güçlü Türkiye demektir.
3 milyon 800 bin civarındaki kamu görevlisi olarak, 85 milyonluk ülkemizin ihtiyaç duyduğu kamu hizmetlerini ülkenin en ücra noktalarına kadar götürmek için çalışıyor, ter akıtıyoruz. Ülkemiz büyüyüp geliştikçe kamu hizmetlerine duyulan ihtiyaç da o oranda artıyor. Buna karşın kamu görevlilerinin sayısının çok fazla olduğu gibi bir çarpık düşüncenin yaygınlaştırılarak kamu görevlilerinin bütçe yükü görülmesine neden olduğunun da farkındayız. Oysa Türkiye, OECD ülkeleri içinde en düşük kamu istihdamı oranına sahip ülkelerden biridir. OECD ortalamasının %18,6 olduğu dikkate alınırsa % 13,4’lük oranıyla Türkiye, kamu istihdamı en düşük dört ülkeden birini oluşturmaktadır. Kamu istihdamı oranının Türkiye'den düşük olduğu sadece üç ülke vardır. O nedenle ülkenin kalkınması ve büyümesinde başat rolü oynayan memurlar ne bütçedeki açığın ne ekonomik sorunların sebebidir, bilakis memurlar bu sorunların en fazla mağdur ettiği kesimlerden biridir.
1 milyon 78 bin 802 üyesiyle zirveye koyduğu çıtayı daha da yukarılara taşıyan Memur-Sen olarak istikrarlı büyümemizi sürdürürken, örgütlü gücümüzü kazanıma dönüştürmek sorumluluğumuzu yerine getirmek için canla başla çalışmaya devam ediyoruz. Kamu görevlilerinin biriken sorunlarını çözme konusunda bugüne kadar 1007 kazanımla gösterdiğimiz kararlılığı daha da muhkemleştirerek yolumuza devam ediyoruz. Bir yandan tasarruf tedbirleri ve yargı kararlarıyla elimizden alınan/alınmak istenen kazanımları korumaya çalışırken, bir yandan da mevcut sorunları çözmeye, beklenti ve talepleri kazanıma dönüştürmeye çabalıyoruz.
1. dereceye yükselen kamu görevlilerine 3600 ek gösterge verilmesi, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının tüm kurumlarda ve bir takvime bağlı olarak düzenli yapılması, kariyer-ehliyet-liyakat temelli kamu personel sisteminin kurulması, kamu görevlilerinin refahtan ve büyümeden pay alması, enflasyon karşısında alım gücünü korumak için eşel mobil sistemine geçilmesi, emekli aylıklarının yükseltilmesi, toplu sözleşme ikramiyesindeki kaybın giderilmesi, kamu görevlilerine yönelik şiddetle topyekûn mücadele edilmesi gibi konularda çalışmalarımız devam ediyor. Ancak biliyoruz ki mevcut vergi düzeni, kamu personel sistemi ile sendika ve toplu sözleşme düzeniyle kamu görevlilerinin sorunlarının çözümü ve beklentilerinin karşılanması son derece güç. Bunun için Memur-Sen olarak yolumuzu kapatan bu engellerin kalkması için bu üç alana yönelik çalışmalarımıza ağırlık verdik. Adil bir vergi sistemi için hazırladığımız raporda ücretlilerden alınan gelir vergisinin %5,10,15 şeklinde olmasını, matrahların artırılmasını ve damga vergisinin kaldırılmasını, dolaylı vergilerin azaltılmasını, temel ihtiyaç maddelerinden ÖTV, KDV gibi vergilerin alınmamasını, aile-engelli-yaşlı dostu bir vergi sisteminin kurulmasını önerdik.
Kamu personel sisteminin mevcut haliyle karmaşık, ihtiyaçlara cevap vermeyen, liyakat ve kariyer konusunda sınıfta kalan, iş-aile uyumunu sağlamada yetersiz kalan yapısı nedeniyle düzeltilmesi gereken; kadro derece sisteminden disipline, atama yükselmeden hizmet sınıfları ve ücret sistemine kadar iyileştirilmeye açık yanları olduğunu görüyoruz. Bu konuda yaptığımız çalıştayda tespitlerimizi ortaya koymuştuk. Daha kapsamlı bir çalışmayı da hâlihazırda çok yönlü olarak sürdürüyoruz.
Adil olmayan toplu sözleşme düzeni, kamu görevlileri hakem kurulu ve kapsamıyla 4688 sayılı Kanun’a ilişkin de gerçekleştirdiğimiz şûra, kongre ve rapor setiyle sorunları tespit ettik, çözümleri bilimsel temelde ortaya koyarak önerdik. Sendika ve toplu sözleşme sistemimizin ILO normlarına uygun hâle getirilmesi, grev ve dayanışma aidatı içeren adil bir toplu sözleşme düzeninin kurulması, hakem kurulunun adil olmayan yapısının düzeltilmesi, toplu sözleşmenin kapsamının genişletilmesi, işleyişteki aksaklıkların giderilmesi, sosyal diyalog mekanizmalarının güçlendirilmesi gibi önerilerimizin hayata geçmesi için çalışmalarımızı artırarak sürdürüyoruz.
Ülkemizde yaşanan yüksek enflasyon odaklı ekonomik sorunlardan kurtulmanın yolu, sabit gelirliyi fakirleştirmekten değil, toplumsal refahı artırmaktan, israfı önlemekten, gelir adaletinin sağlanmasından, vergide adaleti tesis etmekten geçmektedir. Mevcut ekonomi politiğin Türkiye’de orta sınıfı zayıflatıp yok etme eğilimine girme gibi çok riskli bir sonuç doğurmakta olduğunu söylemek boynumuzun borcudur.
Memur-Sen olarak kamu görevlilerinin mali, sosyal ve özlük haklarını geliştirmek için üyelerimiz ve güçlü teşkilatımızdan aldığımız büyük destekle kapsamlı çalışmalar yürütüyor, bu kapsamı da her geçen gün büyütüyoruz. Çünkü biz “Güçlü memur, güçlü Türkiye” anlayışıyla hareket ediyoruz. Bu vesileyle üyelerimizden aldığımız güçle; kamu görevlileri, milletimiz, ümmet ve insanlık adına çalışma ve kazanım üretme kararlılığımızı yineliyoruz.
Niyet hayr, akıbet hayr.